Bir depremzede akraba Almanya'da kaç para eder

Kaya Yanar Almanya'nın ünlü komedyenlerinden. Almanya'da ne kadar komik olunabilirse o kadar komedyen. Twitch yayınlarında takipçilerinin daha çok Kaya Yanar'ın gülmesine güldüğü izlenimine kapılıyor insan. Stres attırıyor. Fakat şu sıra öyle şen gülemiyor çünkü Antakya'da sekiz yakınını kaybetmiş. Deprem matemini Facebook'tan dokunaklı bir yazıyla duyurdu, felaket bölgelerinde yaşanan acıları, çocukların travmalarını anlattı. Facebook postları genelde pek viral olmadığı halde müthiş bir dayanışma ile karşılaşmış. Gelen yardımları, savaş ve deprem yaralısı Suriye'de de faaliyet gösteren Sınır Tanımayan Doktorlar'a aktardığını söylüyor. YouTube yayınlarında da yardım topluyor. Gerçi Yanar, "Almanya'ya göç ettikleri için annemle babama minnettarım, yoksa bugün ben de memleketimde enkaz altında olabilirdim" demese daha iyiydi. Annesi Antalya'ya giderek üç odalı yazlık kiralamış, evsiz kalan 16 akrabayı yerleştirmiş; "Sardalye kutusunda gibi istifleme yatıyorlar ama bu tamamen lüks bir problem. Soğukta değiller, başlarının üstünde bir dam ve yemekleri var" diyor. Akrabaların hepsinin Antakya'ya dönesi varmış, taş üstünde taş kalmadığı halde kökleri orada olduğu için. Hepsi de dünyanın en eski şehrinde yeni bir yaşam kurmanın umudunu besliyormuş. Aslında bu umut Hatay geneli için geçerli. Hayatları yıkılıp başka şehirlere göçenlerden çok sık duyuyorum "Bekle bizi Hatay" sözünü. İnşaat furyasında acaba nasıl bir Hatay, nasıl bir Antakya bulacaklar dönüşlerinde. Şehirlerini terk etmek istemedikleri için hiçbirinin hızlı vizeyle Almanya'ya akraba yanına gidesi yokmuş. Kaya Yanar'ın şu sıra yaşadığı İsviçre de vize kolaylığı sağlıyor ama gitmek istemiyorlarmış; "Antakya'da yeni bir hayat kuracaksak, neden gidip oralarda üç ay tatil yapalım" diyerek. Gerçekten tatil kıvamında, çünkü şu koca yıkık hayatın içinde sadece 90 günle sınırlı vize. Kaldı ki Alman Hükümeti'nin daha felaketin en başında Türkiye ve Suriye'ye yardım çerçevesinde duyurduğu gibi de değil. Kolaylaştırılmış hızlı vize, ne kolay ne de hızlı. Hele Suriye'deki depremzedeler için hemen hemen imkansız. Gerçi Alman Dışişleri'nin geçen haftaki rakamlarına göre 528 deprem mağduruna vize verilmiş bunların 429'u 90 günlük Schengen vizesi (Almanya dışında geçerli değil); 99'u ise aile birleşimi için süresiz ve çoğu da Suriyeli sığınmacıları kapsıyor. Hesapta beş gün içinde çıkan vizenin koşullarını yerine getiremeyen yüzlerce kişi var. Madem bu kadar bürokratik engel çıkaracaktınız, neden böyle bir yardımseverlik gösterisinde bulundunuz "Birinci ve ikinci derece akrabası olan depremzedeleri bir süreliğine alsanız" diyen mi oldu, bilemiyorum. PASAPORT ENKAZ ALTINDAYSA Vize güya beş günde, ancak önündeki engeller ve koşullar beşi aşıyor. Federal Göçmen Örgütleri A-Federasyonu'na (BKMO) göre vize başvurusu için on ayrı belge gerekiyor. Öncelikle pasaport enkaz altında kaldıysa, hemen vize yok. BKMO'dan bir yönetici "Gecenin dördünde depreme yakalanan insanın üzerinde pasaport olmaz" diyor; Dışişleri çözümü ise şu: Ankara'daki Almanya Büyükelçiliği sitesinde form dolduruluyor, eğer kimliği kanıtlayacak bir belge yoksa, kişisel bilgiler ve pasaportu veren son makam yazılıyor. Bir de elçilikten irtibata geçilebilmesi için e-mail adresi bırakılıyor. Pasaportun yanı sıra malum biyometrik fotoğraf da olacak, Almanya'da sabıka kaydı bulunmayacak, sağlık sigortası beyan edilecek ve başvuru sahibi deprem bölgesinde yaşadığını, Almanya'daki yakınının birinci veya ikinci derece akrabası olduğunu kanıtlayacak. Almanya'daki akrabaları ise yakınları için hastalık ve sigorta dahil her türlü harcama ve sorumluluk altına girecek yeterlilikte olacak. Sosyal yardımla geçinen biriyse zaten çocuklarını veya anne-babasını getirmesi mümkün değil.