Antarktika'ya kadar ulaşan Omikron, sürü bağışıklığı da yapar mı

Antarktika'da Belçika'ya ait Prenses Elisabeth Kutup İstasyonu'nun blogunu okuyorum, bilimsel araştırmalarla ilgili her türlü bilgi mevcut. Sıfır emisyonla çalışan istasyonda Antarktika'ya özgü fırtına kuşlarını gözleyen ornitologlardan, buzulları inceleyen glasyolojist, mikrobiyolog ve meteorologlara, uluslararası ekipte yer alan bilim insanlarının profilleri ve çalışma sahaları detaylıca işlenmiş bir günlük. Blogda eksik olan tek şey, istasyon mevcudunun üçte biri nasıl olmuş da yerkürenin en güney ucunda Kovid'e yakalanabilmiş. O konuda bilgi yok ama Antarktika'ya yolculuğun seyir defteri ipuçlarını veriyor. Biraz paradoksal ama istasyonda görevli bilim insanları varıştan önce Güney Afrika'da karantinaya alınıyor. Omikron'un çıkış noktası olan Güney Afrika'da, Cape Town'da bir otelde konaklıyor, oradan Volga-Dnepr havayolu şirketine ait Ilyushin Il-76 uçağıyla, Prenses Elisabeth istasyonuna 60 kilometre mesafedeki Perseus üssüne iniyor, sonra da daha küçük pervaneli bir uçakla istasyona intikal ediyorlar. İstasyona giden ilk ekibin sağlığı yerinde, Kovid vakaları ikinci ekibin ulaşmasından sonra patlak veriyor. Yüzde 99 ihtimalle ikinci ekibin Cape Town'da karantinadayken Omikron varyantıyla enfekte olduğu söyleniyor. Tam aşılı oldukları için hastalığı hafif geçiriyorlar. Karantinadayken muhtemelen otel personelinden virüs kapmaları, Omikron'un kolay bulaşma ve yayılma hızına dair verileri destekleyen bir örnek. TEHLİKELİ TARTIŞMA: OMİKRON'U HAFİFE ALMAK Omikron varyantının hızlı bulaşma ve tam aşılılarda hafif seyretme karakteri bilim dünyasında hararetli bir tartışmaya neden oluyor. Delta varyantından daha az tehlike saçtığı ve şu an rekor vakalarla küresel hakim varyant olduğu için bazı virologlar Omikron'u sürü bağışıklığı umudu olarak görmeye başladı. Vakaları fırlatan ancak önceki mutasyonlara göre şiddeti düşük virüsün görece uysal bir mevsimsel hastalığa evrilebileceği umudu doğdu. Geçen yıl sonu İngiltere'de yayınlanan rapor iyimserliği tetikledi. Imperial College raporuna göre Omikron enfeksiyonunda hastaneye yatış riski Delta'ya oranla yüzde 30 oranında düşüktü. Çift doz aşısı olanlarda yüzde 34; hatırlatma dozu uygulanan hastalarda ise yüzde 63'e kadar geriliyordu. Mümkün mertebe çok sayıda insanın virüse yakalanmasını öngören bu tehlikeli görüşe dair ilk çıkış İsrail'den geldi. Önceki hükümetin pandemi koordinatörü Prof. Ronni Gamzu, "Omikron, önünde sonunda o kadar çok insana bulaşacak ki, hastanelere aşırı yük bindirmeden sürü bağışıklığına kavuşmuş olacağız" diye neredeyse kesin konuştu. Gamzu bunun bilinçli bir politikayla mı, yoksa doğal akış içinde mi olacağını söylemedi ama hükümetin sürü bağışıklığı uğruna yüksek vaka politikası güttüğüne dair dedikodu yayıldı. Gamzu'nun halefi Salman Zarka, kesin bir dille yalanladı. İsrail Sağlık Bakanlığı baş danışmanı Prof. Nachman Ash ise "Omikron'la sürü bağışıklığı mümkün. Ama biz tabii ki çok sayıda hastayla değil, çok sayıda insanın aşılanmasıyla bağışıklığı tercih ederiz" diye konuştu. İsrail'de nüfusun üçte ikisi tam aşılanmış durumda ve bu hafta 60 yaş üstüyle sağlık çalışanlarına dördüncü aşı dönemi başladı. Ardından Avrupa'dan iyimser sesler yükselmeye başladı. İngiliz raporuyla ilgili olarak klinik viroloji uzmanı Julian Tang, Omikron'un görece uysal tabiatı sayesinde soğuk algınlığına neden olan diğer koronavirüslere dönüşeceğini ve bir-iki yıl içinde sadece risk gruplarına düzenli aşı gerekeceğini söyledi. Fransa'da aşı programının koordinasyonundan sorumlu Alain Fischer "Belki de daha sıradan bir virüsün evrimine tanık oluyoruz şu an" diyor. Fransa Sağlık Bakanı Olivier Veran da parlamentodaki konuşmasında "Toplumsal bağışıklıkla sonuçlanacak