İsrail ordusunun yabancı askerleri

İsrail, kurulduğu 1948 yılından bu yana ilk kez, Gazze'deki askeri operasyonları nedeniyle Birleşmiş Milletler'in en yüksek yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı (UAD) önünde soykırımla suçlandı. UAD 26 Ocak'ta verdiği kararda İsrail'in Gazze'deki soykırım eylemlerini önlemek için tüm önlemleri alması gerektiğine karar vermişti.Peki, soykırım suçlamaları ve savaş suçları karşısında IDF'de (İsrail ordusu) görev yapan binlerce yabancı uyruklu askerin durumu ne olacak 32 bin sivilin ölümünden de sorumlu tutulacaklar mı; ülkelerine döndüklerinde onları ne bekliyor Perspektif son sayısında bu konuyu gündeme getiriyor. Perspektif Almanya'da çıkan bir dergi. Dosya haberleri ve konulara farklı yönlerden yaklaşımıyla beğendiğimi ve sıkı takip ettiğimi söylemeliyim.Dergi, İsrail ordusundaki Avrupalı askerler konusunu şöyle özetliyor: "IDF yabancı gönüllüler için bir havuz görevi göreh 'Mahal' adlı bir program yürütüyor. Bu eğitim programına katılmak için kişilerin İsrail vatandaşı veya çifte vatandaş olması zorunluluğu da bulunmuyor. Yani herhangi bir ülkenin vatandaşı gerekli şartları sağladığı takdirde bu programa katılarak İsrail ordusuna asker olarak yazılabiliyor. IDF bu programla çoğunluğu Avrupa'dan olmak üzere 40'a yakın ülkeden binlerce gönüllüyü saflarına katıyor."IDF'nin içinde ilk sırada Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı olan İsrailliler geliyor. 7 Ekim'den sonra 10 bin Amerikan vatandaşının İsrail ordusuna çağrıldığı biliniyor.İkinci sırada ise Fransız vatandaşları geliyor. Bugün 4 bin civarında Fransızın İsrail ordusunda görevli olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca İsrail, farklı Avrupa ülkelerinden ve dünyanın geri kalan bölgelerinden çok sayıda askeri 7 Ekim'i takip eden süreçte orduya çağırdı.CEZASIZ MI KALACAKLARGeçtiğimiz günlerde sosyal medyaya düşen bir videoda, Gazze'de Şifa Hastanesi'ne sığınan sivillere yönelik darp ve işkence gibi suçlara iştirak eden bir Fransız-İsrail askeri görülüyordu.Fransa muhalefet partilerinden Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) milletvekillerinden Thomas Portes, Gazze'de görev yapan Fransız askerleri hakkında insanlığa karşı suç ve savaş suçları işledikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Portes, Adalet Bakanı Dupond-Moretti'den savaş suçu işleyen Fransız vatandaşlarını Fransız adaletinin karşısına çıkarmasını istedi.Daha önce çifte vatandaş olan İsrail vatandaşı Fransızların "İsrail'deki askeri yükümlülükleri kapsamında neler yaptıklarını araştırmayacağız" diyen Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Christophe Lemoine ise Fransız askerin de görüldüğü işkence videosunun ardından, "Fransız adaletinin yurtdışındaki Fransız vatandaşları tarafından işlenen savaş suçlarını incelemeye yetkili olduğunu" söylemek zorunda kaldı.İngiltere'de de İsrail saflarında savaşan vatandaşlar meselesi parlamentoya taşındı. "İsrail ordusunda savaş suçu işleyen İngiliz askerleri yargılanmayacak." açıklaması yapıldı. Ancak daha önce Ukrayna'ya giden askerlerin savaştaki faaliyetlerinin İngiliz yasalarına göre suç teşkil etmesi durumunda yargılanacakları belirtilmişti. Her zamanki gibi ortada bir çifte standart var"İsrail ordusunda savaşan ve işledikleri savaş suçlarını sosyal medya hesaplarında gururla paylaşan yabancı askerler de yargılanacak mı" sorusu tartışılırken, siyonizmin devlet ya da din ile sınırlı olmayan bir etnik-dini ittifak olduğunun altını çizelim.Umarım hepsi yargılanır.Dindarlığı ahlâka dönüştürme meselesi...Teklif Dergisi'nin 11. Sayısında "Din, Tedeyyün, Temeddün" başlığı ile Prof. Dr. Mehmet Görmez'in bir yazısı yayınlandı. Yazıyı bana vefatından önce rahmetli Alev Alatlı göndermişti. Konu buraya sığmayacak kadar geniş. Ancak bu ramazan vesilesiyle de dost meclislerinde konuştuğumuz temel bir konuyu ele alıyor: Dindarlık ve ahlâk meselesini, günümüz dindarlığının tezahür biçimleriniGörmez'in dışarıdan din eleştirisi gibi görünen ama aslında "tedeyyün eleştiri edebiyatı"