Sağcılar mı ahlâksız yoksa solcular mı

Yenilir yutulur cinsten sözler değil. Ayık kafayla söylenebilecek sözler de değil. Hakaret, kışkırtma, kutuplaştırma, ayrıştırma, kin ve nefrete teşvik, ne ararsanız var.

Enver Aysever geçen hafta tutuklandı. Bu ifadelerinden dolayı mı tutuklandı yoksa başka gerekçeler de mi var bilmiyorum ama açıkçası sadece bu ifadelerden dolayı ise tutuklanmasını doğru bulmadım; kendi haline bırakılması, kendi karanlığına, kendi bataklığına mahkûm edilmesi sanki daha doğru olurdu.

Türkiye'de, "Modern-Muhafazakâr" gibi, "Türk-Kürt", "Alevi-Sünni" gibi keskin fay hatları var ancak keskin bir "Sağ-Sol" ayrımına gitmek mümkün değil. Vatandaş seviyesinden örgüt, siyasi parti seviyesine kadar her yerde ve her tutumda bu belirsizlik görülebilir. AK Parti örneğin kendisini "sağcı" olarak tanımlamaz, CHP ise konjonktüre göre faşist de olmuştur, ırkçı da olmuştur, milliyetçi, kapitalist de olmuştur, kendisini "solcu" olarak da tanımlamıştır.

Mesela AK Parti'nin emek, emekçi, emek hareketi, emek örgütlenmesi için yaptıklarını hiçbir solcu parti yapamamıştır. Asgari ücretten sendikal örgütlenmeye, 1 Mayıs'ın tatil ilan edilmesinden iş güvenliğine kadar yaptıklarına bakıldığında AK Parti'nin eline hiçbir solcu su dökemez. Öbür taraftan, 2023 seçimlerinin ikinci turu öncesinde "solcu" CHP'nin ve Kılıçdaroğlu'nun "Göndereceğiz" pankartları altında sergilediği ultra-ırkçı tutuma da hiçbir faşist parti yaklaşamaz.

Mesela Türkiye'de solun belki de en belirgin özelliği din ve dindarlık karşıtı olmasıdır. Ama öte taraftan Türkiye'nin dindarlık, daha doğrusu mezhepçilik bakımından en yobaz, en tutucu, en hoşgörüsüz kesimi de kendisini "solcu" olarak tanımlar. Türkiye'de solun dini yoktur ama mezhebi vardır. Hatta o kadar ki, Türkiye'de "solculuk" çok büyük oranda mezhepçiliğin maskesi olmuştur.

Kapitalizme, emperyalizme, ABD yayılmacılığına, sömürüye karşı tavırlarında da solculuk sürekli yalpalarken, örneğin İngiltere'den, Almanya'dan, ABD'den, NATO'dan destek isterken, sokaklara çıkıp eylemleriyle ülkeyi istikrarsızlaştırıp ABD-İsrail lehine darbelere zemin hazırlarken, Gezi'de olduğu gibi Fetullahçıların kullanışlı aparatı olurken, PKK/YPG örneğinde olduğu gibi "sol" maskeyle siyonizmin, kapitalizmin lejyonerliğini yaparken; sağ olarak tanımlayıp bir çuvala doldurdukları karşı cenah Türkiye ekonomisini büyütmüş, refahı artırmış, ayrımcılığı bitirmiş, özgürlükleri genişletmiş, milli sanayisiyle emperyalizmin oyunlarını bozacak, oyun kuracak seviyeye ulaşmıştır.