İsrail'i sadece güç durdurur

Gazze soykırımı başladıktan hemen sonra, 28 Ekim 2023'de Netanyahu kameraların önüne geçerek İsrail halkına seslendi. Konuşması dini sembollerle doluydu. Tevrat'ın Tesniye Kitabı'nın 25/17 bölümünü alıntıladı: "Amâlek'in sana yaptıklarını hatırla!" Hemen sonra, "Hatırlıyoruz ve savaşıyoruz" dedi. Gazze'de, Gazze civarında ve İsrail'in diğer bölgelerindeki askerlerinin 3 bin yıldır devam eden bir halkanın zincirleri olduğunu, örneğin Joshua (Yuşa) gibi kahraman olduklarını söyledi.

Netanyahu'nun bahsettiği "Amâlek" (İmlâku, Amâlika ya da Amâlekliler) Tevrat'ta 24 yerde ismi geçen bir kavim. Tevrat'a göre, İsrailoğulları Mısır'dan çıkarken, Sina Yarımadası'nda Refidim denilen yerde Amâlek'in saldırısına uğruyor. Joshua (Yuşa) onlarla savaşarak galip geliyor. Rab Yahova da bu kavmi lanetliyor.

"Amâlek" ismi Tevrat dışında hiçbir tarihi kayıtta geçmiyor. Bu kavram üzerine çalışan İslam tarihçileri (örneğin Taberî) Amâlek'in Arapların atası olduğunu ifade ediyorlar. Tevrat'a göre de Amâlek kimi zaman Lut Gölü'nün batısında yaşayan Araplar, kimi zaman da tüm Araplar olarak tanımlanıyor. Bir Yahudi için, Araplar, kutsal kitapları tarafından "lanetlenmiş kavim" olarak, "kutsal düşman" olarak kodlanıyor.

Tevrat'ta, 1. Samuel Kitabı'nın 15/2-3 Bölümü'nde, Rab Yahova Yahudilere şunu emrediyor: "Her şeye hâkim olan Rab diyor ki, 'İsrail oğullarına yaptıkları kötülükten dolayı Amâleklileri cezalandıracağım. Çünkü Mısır'dan çıkan İsrail oğullarına karşı koydular. Şimdi git, Amâleklilere saldır. Onlara ait her şeyi tümüyle yok et, hiçbir şeyi esirgeme. Kadın erkek, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldür."

Gazze'de soykırım başladığı andan itibaren İsrail'de anketler yapılıyor. İsrail'de yaşayanların ezici çoğunluğu, (kimi zaman yüzde 70'ler, kimi zaman yüzde 80'ler) Gazze'de süren soykırıma tam destek veriyorlar. Gazze'ye insani yardım ulaştırılmasına karşı çıkanların oranı yüzde 70'lere kadar varıyor.

İsrailli yetkililer dünyaya "Terörle mücadele ediyoruz" diyorlar. İsrail Ordusu "teröristlerle savaştığını" iddia ediyor. Oysa gerçek çok farklı: İsrail halkı, işgal ettikleri toprakların, el koydukları, çaldıkları, gasp ettikleri evlerin, bahçelerin, tarlaların, zeytinliklerin kendilerine "Rab" tarafından vadedildiğine inanıyorlar. İsrail askerleri Gazzeli bebekleri katlederken muharref Tevrat'ın yukarıda aktardığım emrine uyduklarını, yani bebek öldürürken aslında bir Amâlek öldürdüklerini, sevap işlediklerini düşünüyorlar. Bir sivil işgalci, üzerinde taşıdığı otomatik silahla bir Filistinliyi katlettiğinde aslında bir Amâlek'i katletmiş sayılıyor, her seferinde karakoldan elini kolunu sallayarak çıkıyor, dahası, İsrail toplumu içinde kahraman ilan ediliyor.

Karşımızda, sapık, hasta, kibirli, kendisini seçilmiş zanneden, gözü dönmüş, insafı, vicdanı, merhameti olmayan bir toplum var. Hiç kuşkusuz tamamı değil; gerek İsrail'de, gerek dünyaya yayılmış Yahudiler arasında çokça vicdanlı, soykırıma itiraz edenler de var. Ancak İsrail devlet yapılanması, İsrail ordusu, İsrail eğitim sistemi, çoğunlukla İsrail toplumu muharref Tevrat'tan ve diğer Yahudi kutsal metinlerinden aldıkları öğretilerle kendilerinden başkalarına hayat hakkı tanımayan bir bencillik içindeler.