TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun 3 üyesi geçtiğimiz hafta İmralı'ya giderek Öcalan ile görüştü. TBMM Başkanlığı'ndan görüşmenin 3 saate yakın sürdüğü ve "olumlu" geçtiği yönünde kısa bir açıklama yapıldı. Komisyonun 4 Aralık'ta toplanarak İmralı'daki bu görüşmeyi değerlendirmesi bekleniyor.
Şu ana kadar AK Parti ve MHP üyeleri İmralı görüşmesine ilişkin açıklama yapmadılar; muhtemelen detayları komisyonda aktaracaklar. Ancak İmralı heyetinde yer alan DEM Partili Gülistan Kılıç Koçyiğit, PKK'nın haber ajansına görüşmeye ilişkin detaylı bir röportaj verdi.
Koçyiğit'in açıklamalarına temkinli yaklaşmakta fayda var. Görüşme sadece sözlü tutanak altına alındı dolayısıyla DEM Partili Koçyiğit duyduklarından, aklında kalanlardan bir aktarım yapıyor. Öcalan'ın sözlerinden yaptığı alıntılar sağlıklı olmayabilir ya da DEM perspektifiyle yorumlanmış olabilir. Ancak Öcalan'ın, en çok merak edilen konuda, Suriye'nin kuzeyinde PYD'nin silah bırakması meselesinde "belirsiz" ifadeler kullandığını anlıyoruz.
Koçyiğit'e göre Öcalan, PYD'nin silah bırakabilmesi için Suriye'nin demokratikleşmesini şart koşuyor ve "demokratik sistem içerisinde kendi öz örgütlülüklerini sağlayıp var olabilirler" diyor. "Herkesin kendi topluluğunu, komününü, meclisini, sivil toplumunu inşa etmesi ve bu şekilde de kendi öz varlığıyla sisteme katılması gerektiğini" söylüyor. Öcalan, SDG ile Şam arasında varılan 10 Mart mutabakatını destekliyor ama "aynı zamanda yerel asayiş güçlerinin olması gerektiğini" ifade ediyor. "Evet, oradakiler de beni dinlerler ama bunun için tabii ki koşulların oluşması gerekir" diyor.
Bu ifadeler (eğer doğruysa) çok ilginç! İmralı'dan, Suriye'deki belirsizliği bitirecek net açıklamanın yapılmadığını, bazı şartların koşulduğunu, hatta deyim yerindeyse ipe un serildiğini anlıyoruz.
Üç gün önce, aynı haber ajansına bu kez PKK yöneticilerinden "Bese Hozat" kod adlı Hülya Oran konuştu; onun da açıklamaları dikkat çekiciydi. İktidarın sürece dönük yaklaşımının zayıf olduğunu, hatta iktidarın kararsız olduğunu ifade etti.
"Terörsüz Türkiye" sürecinde PKK kendisini feshetti, silahlarını sembolik bir törenle yaktı, Türkiye'den çekildiğini duyurdu. Bunlar kuşkusuz önemli gelişmeler ancak meselenin gelip düğümlendiği yer Suriye'nin kuzeyindeki terör yapılanması. Suriye Devrimi 1 yılını doldurmak üzere; SDG-Şam arasında yapılan mutabakat da verilen sürenin sonuna yaklaşıyor. Ancak düğümün çözüldüğüne, çözüleceğine dair henüz bir emare yok. Tam tersine, SDG, imzaladığı mutabakatın aksi bir yönde ilerliyor. Öcalan'ın açıklamaları da SDG'nin zaman kazanma, oyalama taktikleriyle uyumlu görünüyor.

16