Dr. İbrahim Nâsır: Sudan'da Türkiye de hedefte

Dr. İbrahim Nâsır, Sudan Emniyet Teşkilatı'nda teğmen rütbesinde genç bir polisken YTB bursunu kazanarak eğitim için Türkiye'ye geldi. İstanbul Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler alanında doktorasını önceki hafta tamamlayan Nâsır'la Sudan üzerine kısa bir mülakat yaptım. Buyurunuz:

Değerli Hocam, Türkiye ve dünya kamuoyu nihayet Sudan'daki vahşetle yakından ilgilenmeye başladı. Sudan'dan çok acı haberler alıyoruz. En çok canımızı acıtan ise Müslüman'ın Müslüman'a böyle zulmetmesi. Bu nasıl olabiliyor

Dr. İbrahim Nâsır: "Sudan'daki çatışmalar maalesef etnik kökenli çatışmalar. Sudan'ın batısı, Çad, Libya, Nijer, Cezayir ve Mali'ye kadar uzanan hatta yaşayan doğal bir ittifak içindeki kabileler, tarihteki anlaşmazlıklar da kullanılarak kışkırtılıyor. Bu kabilelere bazı ülkelerden silah akışı sağlanıyor. Sudan ikiye bölünmüştü, şimdi üçe bölmek istiyorlar."

Öldüren Müslüman, ölen Müslüman. Üstelik savaşlarda gördüğümüz vahşetin ötesinde bir acımasızlık söz konusu.

Dr. İbrahim Nâsır: "Açıkçası bu kabilelerdeki İslamî duyarlılık biraz farklı. Coğrafyanın oluşturduğu şartlar var. Kabile aidiyeti dini aidiyetin çok çok önünde. "Öldürmek" çok sıradan hatta bazen keyfî bir eylem olarak görülüyor. "Merhamet" kavramı bu kabilelerde farklı anlam taşıyor. Müslüman olmalarına rağmen cahiliye döneminin alışkanlıklarını terk etmiş değiller. Örneğin kölelik rejimi bu kabileler içinde hâlâ yaşıyor; kadın kölelerden doğan çocukları eğer erkek ise soyu devam ettirmesin diye rahatça öldürebiliyorlar."

Sudan'daki bu vahşetin sorumlusu olarak Birleşik Arap Emirlikleri öne çıkıyor. Sadece BAE mi

Dr. İbrahim Nâsır: "Birleşik Arap Emirlikleri burada sadece kukla. Bu vahşetin arkasında da esas olarak İsrail ve ABD var. Ukrayna'dan uzmanlar, hatta Kolombiya'dan paralı askerler sahada vahşete destek veriyorlar. Silahlar BAE üzerinden geliyor. BAE'nin, ayrılıkçıları desteklediği delillerle belgelenmiş, raporlanmış durumda."

Ne istiyorlar Sudan'dan Mesele sadece altın mı

Dr. İbrahim Nâsır: "Sudan bölgenin altın rezervlerinin yüzde 80'ine sahip. Kuşkusuz bu rezervler iştahları kabartıyor ama sebep sadece altın değil. Darfur bölgesinin verimli tarım arazilerine, madenlerine, Sudan'ın stratejik limanlarına çökmek istiyorlar. Ancak bu vahşetin ardındaki temel neden İsrail'in güvenliği. İsrail, Sudan'ı bölüp zayıflatarak Kızıldeniz'in kendisi için güvenli bölge olmasını istiyor. Şurası da önemli: Sudan her zaman Filistin davasının arkasında oldu, destekledi. İsrail Sudan'ın Filistin'e desteğini kırmak isterken, BAE ve Suudi Arabistan başta olmak üzere Arap ülkeleri de Sudan'daki dini hassasiyeti "İhvan Hareketi" olarak kodlayıp kırmak istiyor. "Sudan Abraham Antlaşmasına onay verdi" iddiası doğru değildir; bugün Darfur'da insanlık dışı katliamı gerçekleştiren Milis Lideri Hımidti geçmişte çok yanlış bir politikayla Sudan yönetimine ortak edilmişti. Abraham Anlaşmalarına sıcak bakan Sudan değil, bugün acımasızca kan döken Hımidti idi. Yani burada apaçık bir İsrail-Arap Ülkeleri-Ayrılıkçı Milisler ittifakı var."