İngiliz ekibi Tottenham'ı 'paf takımına' çeviren müthiş maçın ardından Samsun karşısında benzer bir tempo beklemek ciddi hayalcilik olurdu.
Kaldı ki rakip de pres futbolunu hakkıyla oynayan, çoklu hücuma çıkan, savunmayı ileriden başlatan ve ligin taktik disiplinine en sadık ekiplerinden biriydi.
Okan Hoca hem Icardi'nin yokluğundan hem de bu gerçeklerden yola çıkarak yeniden 4'lü savunmaya dönmüş, cezalı Kaan'ın yerine sağ beke Barış Alper'i, önüne de Sallai'yi çekmişti.
Samsunspor'un 'kurt hocası' ise Galatasaray'ın ölümcül hale gelen ön alan baskısını kırmak için Drongelen'in milimetrik uzun paslarına güvenerek ön alanda Dimata ile Marius gibi iki hızlı ismi topla buluşturmayı planlamıştı.
Belirleyici olan, Samsun'un çıktığı anlarda dönen topları kimin toplayacağıydı ve Sara-Torreira ikilisine eklemlenen Davinson müthiş oyunuyla o topları kimseye bırakmadı!
HAKSIZ REKABET OSİMHEN
İki hoca bir satranç titizliğinde hazırlanmıştı maça ancak sahada Galatasaray lehine haksız rekabet yaratan Osimhen gibi bir yıldız vardı.
Daha 3'üncü dakikada Torreira'nın ortaladığı topu klasına yakışan bir kafa vuruşuyla ağlarla buluşturarak Samsun'un planlarına ilk darbeyi vurdu.
Maç Galatasaray için skor değil, puan maçıydı... Ama tempolu oyuna alışan Galatasaray taraftarı için ilk yarıdaki futbol pek tatmin edici değildi. Bir kere savunma kurgusu nedeniyle Sara daha geride oynamak zorunda kalıyor, ileri uçta kreatif işler yapma yükü sadece Mertens'in üzerine yığılıyordu.

109