Sıra dışı kadro sıra dışı maç

Şok Frankfurt mağlubiyeti sonrası ortalık doz dumandı. Okan Buruk'u istifaya çağıran mı ararsın, Icardi'ye 'futbol seni bırakmış' diyen mi, 'Uğurcan ile olmaz abi' diye ahkam kesen mi!

Çoğu sosyal medya rüzgarı olsa da üç senelik 'rekortmen' takımın, 'şımarık' bir seyirci profili ortaya çıkardığı yadsınamaz.

Ana argüman da Avrupa! Yani Galatasaray olmasa 'başarı' ile 'Avrupa' kelimesini yan yana getirme cüretinde bulunamayacaklar, bugün nankörlüğün, şımarıklığın kitabını yazıyorlar.

Elbette Avrupa'da başarı esastır, elbette Galatasaray felsefesini 'Türk olmayan takımları yenmek' sözü üzerinde şekillendirmiştir.

Ama dünkü maça kadar olan sürede koparılan fırtına bu hedefe değil, takımı aşağı çekmeye hizmet etti.

Maça gelecek olursak... Rams Park'ta da olsa yukarıda ifade ettiğim gerilimin gölgesinde çıktı takım sahaya.

Okan Buruk da kadroda ciddi bir revizyona gitmişti. Takımın vazgeçilmezi Davinson'ın yerine Singo, Frankfurt maçında Davinson'un oynadığı yerde de Abdülkerim vardı.

Sol beke Jakobs'u koyan hoca, en uca Icardi'yi, arkasına Yunus'u yazmış, orta sahada Torreira-İlkay ikilisini tercih etmişti.

Ön alanda etkili baskı yapan rakibe karşı bu ikilinin ne kadar etkili olacağı merak konusu olurken, yarattığı zafiyet ilk dakikalarda ortaya çıktı.

Konya Bardhi, Muleka, Ndao ile öyle bir pres yaptı ki Galatasaray uzun süreden sonra ilk kez uzun toplarla çıkmayı tercih etmek zorunda kaldı.

Orta sahadaki topları da Konya topladı. Sarı Kırmızılılar, buna karşılık belki de Frankfurt maçında yapması gerektiği gibi rakibinin oynamasına izin vererek, yetenekli ayaklarıyla skor üretmeyi düşündü.