Oyun değil puan maçı

Tatsız geçen bir haftanın ardından Konya maçı Galatasaray için kritik önemdeydi.

Olası puan kaybı, hem şampiyonluk yarışında büyük bir yara anlamına gelecek, hem rekortmen hocası Okan Buruk'u hedef haline getirecek hem de takım üzerinde onarılamayacak bir psikolojik travmaya neden olacaktı.

Okan Hoca bu handikapları göz önüne alarak gol yememeyi önceleyen, nispeten savunma tarafı güçlü bir takımla sahadaydı.

Sara'nın sakatlığı sonrası Torreira'nın yanında Berkan'ı, Kerem Demirbay'ı deneyen hoca bu kez Kaan Ayhan'ı orta sahaya çekmiş, hem bindirmelerinden yararlanmak hem de Yusuf Erdoğan'ın hızını kesmek için sağ beki Sallai'ye emanet etmişti.

Bu tercih Galatasaray'ın orta sahada oyun kurma özelliklerini zaafa uğrattı. Zira Kaan Ayhan ne oyun kurmak için gönüllü oldu ne de Torreira'nın öne çıktığı anlarda kesicilik görevini layıkıyla yaptı. Sarı-Kırmızılılar, Konyaspor ön alan baskısı karşısında geriden de oyun kurmak yerine Osimhen'i uzun paslarla topla buluşturmaya çalıştı.

Zaten maçın tek golü Osimhen'e doğru gönderilen bir top sonrası, Nijeryalı yıldızın müthiş ivlenmesi sonrası geldi. Osimhen öyle bir hızlandı ki, 5 metre gerideyken öne geçip, rakibini dengesiz yakaladı ve penaltıyı aldı.

İlk yarı rakibi karşısında bir türlü beklenen üstünlüğü kuramayan Galatasaray, Osimhen'in bu ekstra çabası sonrası soyunma odasına galip girdi. Burada Osimhen'in attığı penaltı sonrası yaşadığı sevinç önemli mesajlar içeriyordu.