Sezonun kuşkusuz en kritik deplasman maçıydı. Alkmaar mağlubiyeti sonrası oluşturulan parçalı bulutlu hava olası bir puan kaybıyla fırtınaya dönüşebilir, bu fırtına derbi haftasında felakete yol açabilirdi.
Tüm Galatasaraylılar için oyuna bakılmaksızın mutlak kazanılması gereken bir maçtı ama ilk yarı Galatasaray'ın yerinde yeller esiyordu.
Haftalardır oyununda ciddi düşüş olduğunu yazdığımız Galatasaray, ilk yarı resmen 'dibi' gördü!
8 girişimle sezonun rakip ceza sahasında en az topla buluştuğu maçını oynadı, ilk kez bir ilk yarı kaleye isabetli şut çekemedi. Buna karşılık Rize iki isabetli şut çekti ve bir topu direkten döndü.
Peki neydi Galatasaray'ı bu kadar çaresiz bırakan. Bu maç özelinde takımın en zayıf halkası Mertens'ti. Üçlü oyunda sistemin beyni olan Mertens savunurken de, önde pres yaparken de o kadar etkisizdi ki, bütün bir takımın oyununu etkiledi.
Üstelik yarattığı zaaflarla Olawoyin, Akintola, Sowe gibi etkili silahların Galatasaray'ın hat aralarına etkili giriş yapmasına neden oldu. Takım çıkarken ciddi baskı yedi.
Zaten İlhan Palut, maç öncesi "Olowoyin'i 8 numarada kullanmak istedik" derken, bu zaafa çalışmış gözüküyordu.
Okan Buruk, ikinci yarı Rize için bulunmaz bir fırsata dönüşen üçlüden vazgeçerek, Eren Elmalı ile Sallai'yi oyuna aldı.
4'lüye dönüş, Premier Lig'in en değerli orta saha oyuncularından biri olarak geldiği Galatasaray'da ilk maçına çıkan Lemina'nın oyuna kusursuz girişi, Sara'nın Mertens'in bölgesine geçmesi kötü gidişatı değiştirdi.

 
									 
								 116
									116