Kadıköy'de zafer geleneği bozuldu

Maç öncesi bütün emareler Fenerbahçe'yi gösteriyordu. Mourinho sonrası güçlenen oyun, 14 haftanın derbiler dahil namağlup atlatılması, G.Saray'ın sakatlıkları, psikolojik üstünlük... Ve hatta bu hafta İspanya, Fransa ve İtalya'da liderliklerin el değiştirmesi!

O yüzden Fenerbahçe taraftarı belki de uzun bir aradan sonra ilk kez bu kadar 'özgüvenle' stada ya da ekran karşısına geçti. Ve tabii ilk kez de Galatasaray taraftarı Kadıköy'e bu kadar umutsuz uğurladı takımını.

Ancak adı derbiydi ve bugüne kadar hiçbir derbi kağıt üzerinde kazanılmamıştı. Okan Buruk, elindeki oyuncularla çıkarabileceği en iyi 11'i sahaya sürmüştü.

Bek eksikliğinde solu Kazımcan'a sağı da büyük risk alarak Davinson'a emanet etmiş, defans tandemini Abdülkerim ve Lemina ile kurmuştu.

Fenerbahçe ise son zamanlarda ideale dönüşün kadrosuyla sahadaydı. Başlama düdüğünün ardından iki takım da uzun bir süre karşılıklı olarak birbirlerini tarttı.

Anlaşılan her iki hoca da olabildiğince temkinli olunmasını istemişti. Oysa sahada kazanması gereken, yukarıda saydığım nedenlerden ötürü favori gösterilen taraf Fenerbahçe'ydi ve hiç de öyle durmuyordu.

20'nci dakika geçildiğinde her iki takım da kaleyi bulan şut dahi çekememişti. Dakikalar 27'yi gösterdiğinde Galatasaray adına kendisinden uzun süredir patlama yapması beklenen Sane sahneye çıktı.

Büyük maçların büyük oyuncusunu kanıtlarcasına harika bir şekilde rakip ceza sahasına kadar indi ve derbide takımını öne geçiren o müthiş şutunu çıkardı.

Galibiyet golü sonrası Galatasaray bu sezon öne geçtiği kritik maçlardan sonra en iyi şeyi yapmaya başladı.