Galatasaray'ın önümüzdeki bir ay içindeki en kolay deplasmanı Alanya'ydı. Elbette kâğıt üzerinde. Başta Okan Buruk olmak üzere tüm Galatasaraylılar, Sarı Kırmızılılar'dan kötü gidişe bir isyan bekliyor, takım için bir çıkış maçı olacağını düşünüyordu.
Alanya'da ilk düdük çaldığında bu hedefi gerçekleştirebilecek bir ilk 11 sahadaydı. Sara, İngiltere'den alışık olduğu sağ kanatta, Morata ise Mertens'in pozisyonunda başladı... Başlangıçta dengeli, diğer maçlara oranla sakin bir Galatasaray vardı.
İlk tehlikeli ataklar da peş peşe geldi. Ancak karşılarında geçiş oyunlarını iyi oynayan, beklerini hızlı hücuma çıkarabilen ve orta sahası kalabalık bir Alanyaspor vardı. Kısa sürede oyun onların istediği hale geldi, sonrasında isabetli ilk şutları ağları buldu ve oyunun gidişatı değişti. Sarı-Kırmızılılar birden panik oyununa geçiş yaptı.
Uzun toplar, Osimhen'e şişirilen ortalar ilk yarıyı kısır bir mücadeleye dönüştürdü. Evet Osimhen ciddi hava hakimiyeti olan oyuncu ancak 45 dakikadaki 16 ortadan sadece 4'ü isabetliydi ve en önemlisi boşa düşen topları toplayan Alanyaspor oldu.
Galatasaray soyunma odasına girdiğinde belki de önünde sezonun en kritik 45 dakikası vardı.
Okan Buruk ikinci yarıya, Lemina'nın yerine Yunus Akgün'ü alarak başladı. Bu değişiklik, Galatasaray'ın çehresini de değiştirdi. Hem Sara'nın Torreira'nın yanına gelmesi hem Yunus'un adam eksiltme özelliği sayesinde Sarı-Kırmızılılar, Alanya'nın kalabalık orta sahası karşısında daha etkili gözükmeye başladı.