Galatasaray, dün sonuçları itibarıyla sezonun en kritik birkaç maçından biri için sahadaydı. Rakip ise 12 takımlı ligin 11'incisi, 5 maçta 13 gol yiyip, galibiyet alamayan Young Boys'tu.
Kâğıt üzerinde 'kolay maç' algısına neden olan bu tablonun ne kadar sanal olduğu maçın başlama düdüğüyle birlikte belli oldu. Atletik ve fizik gücü yüksek futbolculardan oluşan Young Boys, Sarı Kırmızılılar'ın ön alan baskısını çok rahat kırdı.
Özellikle de uzun topla çıkarken 1.91'lik Ganvoula'nın kule görevi görmesi sayesinde Monteiro ve Colley ile Galatasaray kalesinde ciddi tehdit yarattılar. Jelert'in savunduğu kanat, ev sahibi takım için otobana döndü. Neredeyse bütün ciddi ataklar o kanattan geldi ve Jelert fizik olarak da hamle olarak da çok zayıf kaldı.
Galatasaray ise son dönemdeki en kötü ilk yarıyı oynadı. Sara ne kadar etkili ayaklara sahip olduğunu, oyun zekasını gösteren paslar atsa da Torreira'nın takım savunmasındaki rolünü tek başına üstlenmesine neden oldu.
Oluşan zafi yete Jelert'in 'zayıfl ığı', Abdülkerim Bardakcı'nın eski günlerini aratan performansı da eklenince Young Boys cüssesinden daha büyük bir takıma dönüştü! Sıkıntı yaşadığımız dakikalarda Barış Alper'in kanat ve Icardi'nin defans arkası koşuları teselli ikramiyesi gibiydi.
Onlar da son vuruş tercihleriyle, ıskalarla boşa gitti. İkinci yarı İrfanOkan Hoca değişikliklerle resmen oyunun kaderini değiştirdi.
Önce Ziyech, Mertens'in, sonra da Batshuayi, Jelert'in yerine oyuna girdi. Kerem Aktürkoğlu'nun biraz kıpırdaması, Sara'nın oyun kurarken aldığı sorumluluk, Köhn'ün savunmadaki inanılmaz oyunu değişikliklerle birlikte rüzgarı Galatasaray'ın lehine çevirdi.

134