Kolayı zor yaptı Galatasaray.... Oysa UEFA Avrupa Ligi'nin en şanslı kuralarından birini çekmişti. Zaten 36 takımlı puan tablosuna bakıp da kayıp puanlara hayıflanmamak, işin buralara gelmesine kahrolmamak elde değil.
Tesellimiz, yol uzasa da Avrupa hedefinin devam etmesi... Maça gelecek olursak; öncelikle maçtan hemen önce açıklanan 11, insanda bir daralma etkisi yaratacak cinstendi.
Geçen sezonun kabus hatıralarından Sparta Prag maçlarını akıllara getiren Berkan'lı, Kaan Ayhan'lı bek tercihi geçiş oyunlarını iyi oynayan, fizikli Ajax karşısında ilk defo olarak gözüküyordu.
Ama hakem düdüğü çaldığında sahada Kiev maçının aksine konsantre bir takım vardı. İlk dakikalarda istek, baskı maç için umut vericiydi ancak bir süredir yorgunluk belirtileri gösteren Yunus ile Mertens'in etkisizliği Sara ve Torreira'nın üzerindeki yükü dakikalar geçtikçe ağırlaştırdı.
Özellikle Torreira'nın öne çıkışlarında Ajax tam istediği gibi geniş alanlar başladı. Berkan'ın ilk yarıdaki endişeleri boşa çıkartan performansı, Davinson'un mücadeleci oyunu Hollanda ekibinin gole kadar net pozisyon bulmasını engelledi.
Farioli, Galatasaray'ın puan kaybettiği maçlardaki zaafını iyi analiz etmiş olacak ki, maç boyunca uzun kullanılan topları en uçtaki Brobbey'le buluşturmayı hedeflemişti. Fizik gücüyle dikkat çeken Brobbey'in indirdiği ya da duvar olduğu toplarla kaleye inmek ana plan gibi duruyordu.
Davinson neredeyse 90 dakika bu 1.80'lik kule ile boğuşmak zorunda kaldı. Zaten gol de tam da o plana uygun şekilde Brobbey'in indirdiği ve yerdeyken pasını verdiği bir pozisyon sonrası geldi. Soyunma odasına 1-0 yenik giren Sarı Kırmızılılar ikinci yarıya yine etkili başladı.

 
									 
								 75
									75