Hiçbir mantıklı açıklaması olmayan, sportif kriterlerle tanımlanamayan kaotik bir ortamda Galatasaray ilk Süper Lig maçına çıktı. Saha içinden çok saha dışındaki hesapların tezahürü olan bu iklimi değiştirmenin en iyi yolu, bu ilk maçtan güzel bir futbol ve güzel bir skorla ayrılmaktı.
Galatasaray, ilk dakikalardan itibaren oyunun kontrolünü eline aldı. Ön alan baskısı, ayağa paslar, kanat bindirmeleri... Ortada iyi oyun vardı ama bir türlü istenilen tehlikeli ataklar, son vuruşlar gelmiyordu.
İlk yarıda en az topla buluşan oyuncuların Icardi (10 kez) ile Muslera'nın (12 kez) olması, sahadaki oyunla ilgili bir fikir veriyordu. Evet, Galatasaray uzun süredir olduğu gibi topu Gol Kralı ile buluşturmakta yine zorluk çekti.
Aksine, orta sahaya kadar gelip, önce Ziyech'e sonra Barış Alper'e inanılmaz iki asist yaparak takımını gole yaklaştıran isim Icardi oldu. Beraberlik golü öncesinde penaltıyı alırken pozisyonu neredeyse yoktan var eden de oydu.
Maç boyunca atak organizasyonlarını kanatlardan yapmaya çalışan Sarı-Kırmızılılar, Barış Alper'in standardının altında kalan performansı ve Ziyech'in hatalı son top tercihleri yüzünden aradığını bulamadı.
Hatayspor ise oyunu, presi hızlı aşma ve kalecinin degajlarından dönen topları toplayarak hızla defansın arkasına sarkma üzerine planlamıştı. Özellikle ikinci yarı, Galatasaray'ın daha öne çıkmasıyla bu anlayışın ürününü alacak birçok pozisyona girip etkili de gözüktü.

116