Sinyor'u da yendiler

Eksiğiyle, noksanıyla yılın son derbisine tanık olduk. Her iki takımın kadroları, önce Afrika Uluslar Kupası maçlarıyla, sonra cezalar, sakatlar nedeniyle renklerini ve derinliklerini kaybetmişler, sadeleştirilmiş halleriyle son buluşmaya gelmişlerdi. Elbette Fenerbahçe daha avantajlıydı, kendi evindeydi. Taraftarının önündeydi. Dahası ligin ilk yarısını yenilgisiz kapatmışlar, müthiş güvenle santraya gelmişlerdi.

Beşiktaş'a bakarsanız… Aksiliklerin, umulmadık kayıpların, yaslanmanın, öne geçtiği maçta skoru geliştirmeden yakalanmanın sıkıntılarını yaşamışlardı. Üstüne üstlük bir de Rafa Silva macerası.

Fenerbahçe topa sahip olan (%58) taraftı. Beşiktaş topa daha az (%42) sahip olduğu halde maça ortak olma, kazanma kararlılığında göründü. Orkun ve Salih'in ikinci bölgedeki başarılı oyunları, kaptanın liderliği üstlenip, değerini kanıtlaması alkışı hak ediyordu. Çaykur Rizespor galibiyetinde golü atan Rashica dün ilk yarıda beklenen verimliliği sağlayamadı.

İlk yarının iki notu var: Birincisi, Beşiktaş'ın 33'te topu kazanıp hızla ceza alanına inmesi ve golü bulmasıydı. Cerny, santrfor Abraham'ın asistiyle kaleci Tarık'ı mağlup etti.

Hayır, öne geçtiği her maçta "yaslanma" hastalığı yüzünden beklenmedik kayıplar veren Beşiktaş, dün golün üstüne yatmadı. Top iki ceza alanı arasında gitti-geldi.