Orkun, Osimhen, Oksimoron

Güncel öykülerimiz var. Bilenlerle konuştum. Bilgi aldım. O zaman buyur ola!
HIZLI ve ÖFKELİ
Beşiktaş, doğuştan "kartal" evladını bağrına bastı. Minik çocuk, rüyalarından yola çıkıp yıllar sonra, yurt dışından genç yaşında (24) bir transfer kahramanı olarak da alkışlanıp yuvaya döndü. Bu transfer her yönüyle, isabetli, başarılı ve doğru bir transfer... Başkan Adalı ve yönetici arkadaşlarıyla Orkun'un kutlanması gerekir.
Orkun Kökçü, saygılı, güler yüzlü, saha içindedışında güven veren futbol kahramanı. Hayır, bir süperstar değil. Yakın gelecekte olabilir mi Evet, niye olmasın! Önder Özen'e göre, "Bugünkü haliyle Beşiktaş'ın tam da ihtiyacı olan yetenekli bir 8 numara... Defansif ve ofansif görevlerini eksiksiz yapabilen bir oyuncu. Rafa Silva'nın arkasında oyuna renk ve güç katabilir."
Peki kusursuz mu Öyle birini biliyorsanız, bana da haber verin... Marjinal tarafları var. Öfke kontrolu zayıf. Takımın son 2 teknik direktörüyle açıkça ters düştü. Bruno Lage ile herkesin içinde, kameraların önünde tartışması ayrılık sürecini başlattı. Orkun'un bu yönünü Türkiye'de rakip takımlardaki arkadaşları da biliyor. O nedenle birbirlerine karşı sükunet ve saygı öneriyorum.
Benfica, web sitesinde Kökçü'nün son iki yılda farklı kategorilerde (43+55) toplam 98 maçta oynadığını, kulübün kazandığı 2 ödülde katkısı bulunduğunu yazarak futbolcumuza teşekkür etti. Hoş geldin Orkun, başarı diliyoruz.
OKSİMORON: LAURENTIS
Değerli meslektaşım Koray Durkal, Napoli Başkanı Aurelio de Laurentiis'i "çılgın" olarak tanımlıyor. Kapsamlı yazısını okuyunca çılgının çok ötesinde bazı özelliklerine de dikkat ettim: O bir oksimoron... Peki oksimoron ne demek Sözcüğün bizdeki kaynağı Fransızca. Kökeni eski Yunanca: Oxus ve Moros sözcüklerinden kaynaklanıyor. Merak edenler, araştırıp öğrenebilir.
Kendimce akıl almaz işler yapan, makulden ayrılan kişi olarak yorumluyorum. Böyle bakınca Napoli'yi iflastan kurtaran, yeniden Maradona yıllarına dönercesine şampiyonluklar kazanan Laurentiis, Galatasaray'ın neredeyse yılan hikayesine dönen Osimhen macerasında hemen her gün yeni bir rest çekiyor. Galatasaray Yönetimi'nin sabrına, dik duruşuna ve kararlılığına saygı duyuyorum. Laurentiis son olarak 35 milyon euroluk iki taksitin gelecek yıl içinde ödenmesini talep etti. O da yetmedi, pazarlıklar sürerken, üç yıl içinde İtalyan kulüplerine transferini engelleyici maddeleri dayattıktan sonra, önceki gün de Osimhen'in olası satışından yüzde 20 pay istedi. İşi sürekli yokuşa sürmesinin, "tok satıcı" ya da "çılgın tüccar" halinin nedeni 10 Temmuz'da Osimhen için, "75 milyona serbest kalır" opsiyonunun bitmiş olması. Henüz beklediği daha yüksek transfer tekliflerini almadı. Önder Özen'e göre 75 milyonu kabul eden başka kulüp olmaz. İpler Laurentiis'in elinde. Galatasaray yüzde 20'yi kabul etmedi. Son teklifleriyle beklemede. Sonrasında bu iş FIFA'da Napoli ve Galatasaray arasında hukuk sorunu olarak ele alınabilir. Unutmayalım: Osimhen'in Napoli'yi terk etme nedeni "ırkçılık" sorunu. FIFA'nın en duyarlı olduğu konulardan biri.
Galatasaray'ın önceki başkanlarından Alp Yalman'a sordum: "Masadan kalkmanın zamanı mı" Tecrübeli başkan, "Hayır" dedi, "Galatasaray huysuz bir adama yakalandı. Sabrederek dik duruyorlar. Ben sabırla sonucu bekliyorum."