G.Saray'ın ruhudur Barış!

Çok beğendiğim koşuları değil… Şutları, pasları, golleri değil…
Maç performansları da değil takılıp kaldığım yer.
O'nu Premier League'de oynamaya layık, yeterli ve yüksek düzeyli bir futbolcu olarak görüyorum. İddia ediyorum: Sadece Avrupa'da, sadece 5 büyük endüstriyel ligde değil, dünyanın her takımında… Henüz kaleye geçtiğini görmedik ama, her mevkide oynar.
Bu topraklardan (Rize İkizdere) yetişip yeteneği, emeği ve hak ettiği değeri ile futbolu seven herkesin alkışını alan, güvenini kazanan, takımının ve Galatasaray camiasının sembolü olarak kabul edilen Barış Alper Yılmaz… Evet, yukarıdaki özelliklerin hepsine sahiptir. Ama benim için "yukarıdakilerin hiçbiri!" de diyebileceğim öncelikli bir özelliği var:
BARIŞ ALPER YILMAZ BU ÜLKENİN RUHUDUR, GURURUDUR!

O'nun olduğu her yerde (sahada ya da yolda) güzel oyun adına bizi canlandıran, heyecanlandıran, gözümüzdeki pasları alan, bir nefeslik canımıza can katan yaşama sevincimizdir Barış.
Tatil keyfimizi kaçıran adamdır aynı zamanda. Ailesiyle birlikte Çeşme'de tatil yapan bir dostum aradı: "Yahu uykularım kaçıyor birader… Hakikaten bırakıp gider mi bizi" diyerek kaygılarını sıraladı. Hak ederek alacağı göz kamaştıran çift rakamlı Eurolarla milletin kafasını karıştıran Barış Alper, elbette böylesi bir mutluluk fırtınasında kafa karışıklığına uğrayabilir, ailesi, menajeri ve Okan Hoca'sı ile, Özbek Başkan'ı, yöneticileri ve takım arkadaşlarıyla sonu gelmez "istişare" seanslarına uğrayabilirdi.
Başkan Dursun Özbek, takdir ettiğim açık sözlü tavırlarıyla "Galatasaray'da Şampiyonlar Ligi kadromuzu koruyoruz." diyor. Okan Hoca, "Barış'ı seviyoruz, destekliyoruz" mesajı veriyor. Barış terk ettiği antrenman programına kaçırdığı Kayseri maçından sonra dönüyor ve herkesi hoşnut eden hafif bir rüzgar esiyor…
O rüzgar Barış'ın ruhu, hepimizin gururu!
Neos muydu, neydi adı Ortalığı karıştıran teklif sahipleri alternatif oyuncu arayabilirler. Bulurlar mı Orası biraz zor!

Kaptan voleybolu unuttu mu

Kadınlar Dünya Voleybol Şampiyonası'nda Bulgaristan maçımızı (3-0) izlerken TVF Başkanı M. Akif Üstündağ'a telefonda sordum: "Sevgili Başkan, iki uzun etapta dinlendirdiniz, kaptanımız ailesiyle birlikte tatil özlemini giderdi. Şimdi Dünya Şampiyonası'nı izliyoruz, Eda Erdem Dündar ortalarda yok. Acaba tatil falan derken voleybolu ya da memleketi unutmuş olabilir mi"
Güldü Üstündağ, "Öyle şey olur mu Eda voleybolu unutamaz" dedi, "Karında küçük bir kanama görüldü. Hemen tedavi edildi. Tedbir amaçlı İspanya ve Bulgaristan maçlarında oynatmadık. Kanada maçında salonda olacak."
Eda Erdem, Milli Takım'da ve Fenerbahçe'de çok iddialı bir sezona hazırlanıyor. Büyük hedefleri var. Bu arada takım kadromuza yeni oyuncular da katıldı. Başarıyı sürdüreceklerine inanıyorum.

Havuzlar kuruyana kadar yüzecekler

Yüzmede 50 m.,100 m. yarışlarına pek ilgi duymam… Siz anlayana kadar biter. Benim için 400 m. ve ötesi, 800 m., 1500 m. Çok önemlidir. Çabukluğun yanında dayanıklılığı da görebiliriz. Uzun mücadelenin farklı taktiklerine tanık olabiliriz. Yüzme Federasyonu Başkanı Erkan Yalçın'a tebriklerimi sundum. Bana kısa notlarla Dünya Gençler Şampiyonası'ndaki madalyaları anlatmasını istedim… Efendim, uzuuun bir nağme gönderdi. Başımızın üstünde yeri var. Hepsi de gururla anlatılan başarılar. Kuzey Tunçelli'nin 800 metre serbestte 8.46.52'lik altın madalya başarısı. Aynı başarının 1500 metrede de 14.48.81 ile ikinci altını taktı boynuna. 50 metre kurbağalamada Nusrat Allahverdi 26.58'le üçüncü altını getirdi. Bronz madalyalar da var. Bu başarıların en temel yanı, bilimsel raporların, araştırmaların, sistemlerin su yüzüne çıkması. Sporculara uzun vadeli atletik yol haritalarının belirlenmesi. O sessiz laboratuarlarda gürültü çıkaran sonuçların ve sistemlerin devreye girmesi. Erkan Yalçın 2028 Los Angeles ve 2032 Brisbane'de bize ıslak madalyalar vadetti. O kulaçların kürsülere yöneldiğini biliyorum. Bravo başkan.