Bazısı "Dünyanın en büyük derbisi" diye parıltılı paketlere sardı, olmadı. Süper Lig'in gizli finali, dedik, her şeyin yeniden başlayacağına hükmettik, yine olmadı. Nasıl buluştularsa öyle ayrıldılar. Ev sahibi Fenerbahçe Lider'i minimum farkla (1 puan) izlemenin korkutucu ve tehdit eden hâlini korudu. Kadıköy'ün konukları da en üstteki statülerine toz kondurmadan evlerine döndüler. Beraberlik için iki taraf da galibiyeti kaçırdıklarını iddia edebilirler. Biz öyle düşünmüyoruz. Birbirlerini aşamadılar, o kadar!
Evet çok çalıştılar. Hakçası, emek terleri döktüler. Ama maça final ya da büyük dönüşüm ritmi kazandıramadılar.
Yine de hak edenlere saygı göstermeli, alkışlarımızı sunmalıyız.
Oyuna kuş mu kondurdular Hayır… Üst üste yaratıcı ve artistik hamleler yaparak rakibi mi bayılttılar, hayır! Bir taraf, sakin bir enerjiyle, oyunu kontrol edip Leroy Sane'nin ustalığı, Ederson'la Oosterwolde'nin talihsizliği sonucu oluşan golle öne geçti. Sonrası vıdı-vıdıya döndü. İki tarafın da kaçırdığı fırsatlar, kaptırdıkları toplarla finişe doğru yürüdü oyun. Oysa, kim kazanırsa kazansın, 2-1, 3-2 filan bitmeliydi bu maç… O skorları oluşturacak şutlar atılmadı. Seyirci git gel gol coşkusu ya da hüznü de yaşamadı. Galatasaray'da acil ihtiyaç nedeniyle sakatlık tedavisinden erken dönen Osimhen ve sonradan yerini alan İcardi gol imzası vermediler. Tek golü atan Sane, uluslararası büyük maç tecrübesiyle farkını oraya koydu. Fenerbahçe'de Tedesco En-Nesyri ile Duran'ı 63'de değiştirerek oyuncusuna maça ısınacak, gol yollarını bulacak zaman ve fırsat tanıdı. Levent'in asisti ve Duran'ın golü Tedesco'nun elindeki kartları ustaca kullandığını gösterdi. Okan Buruk ise koşan ve mücadele eden takımını bozmak istemedi. Zorunlu değişiklikler yaptı, olumlu sonuç alamadı.

11