28 Şubat darbecilerini affetmek niçin yanlış

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat darbecilerinden yargılanarak mahkûm edilmiş ve cezasını çekmekte olan bazılarını affetti. Yaşlılık, hastalık ve bunama gibi şeyler af gerekçesi olarak gösterildi. Bu karar toplumun özellikle CHP ve Zafer Partisi gibi bazı bakımlardan faşizme teşne çevrelerinde büyük bir sevinçle karşılandı. Sanki darbe hiç olmamış veya darbeciler yaptıklarında haklıymış ve cezaevinde yatmaları yanlışmış türünden yorumlar yapıldı.

Anayasanın Cumhurbaşkanı'nın "Görev ve Yetkilerini" düzenleyen 104 Maddesinde, Cumhurbaşkanı "Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle kişilerin cezalarını hafifletir veya kaldırır" deniyor. Bu üç soruyu gündeme getiriyor. İlki bunu bir mecburiyet olarak mı yoksa bir tercih olarak mı okumak gerektiğine; ikincisi, affedilecek suçun niteliklerine; üçüncüsü ise affın darbeciler-potansiyel darbeciler tarafından nasıl karşılanacağı ve suç işleyen şahısların bir pişmanlık içinde olmasının ve özür dilemesinin gerekip gerekmediğine ilişkin.

Bu açılardan 28 Şubatçıların durumuna bakarsak karşımıza nasıl bir manzara çıkar

Her ne kadar ilgili hükümde Cumhurbaşkanı için "hafifletebilir veya kaldırabilir" değil "hafifletir veya kaldırır" deniyorsa da bu bir mecburiyetten çok bir tercih olarak okunmalı. Bunun yapılabilmesi için de mahkûmların cezalarının önemli bir bölümünü çekmesi şartı aranmalı. Aksi takdirde bazı suçlar cezalandırılamayabilir; bu da toplumdaki adalet duygusunu ve düzeni sarsar. 28 Şubatçılar fazla hapis kalmadı ve cezalarının yalnızca çok küçük bir bölümünü çekti. Ayrıca, darbeciler affın bir lütuftan ziyade bir hukukî mecburiyet olduğu düşüncesinde. Mesela Çetin Doğan çıkar çıkmaz Cumhurbaşkanının kendilerine bir lütufta bulunmadığı, anayasanın verdiği görevi yerine getirdiği yolunda bir demeç verdi. Bu da gösteriyor ki darbeciler bir anayasal mecburiyetten dolayı serbest bırakıldıkları kanaatindeler.

Şahıslara karşı işlenen suçlar ile devlete karşı işlenen suçlar arasında bir ayrım yapmak lazım. 28 Şubat darbesine baktığımızda darbecilerin hem devlete hem de şahsılara karşı ağır suçlar işlediklerini görüyoruz. Halkın kendilerine belli amaçlarla kullanılmak üzere verdiği silahları yine halkın seçtiği siyasitemsilcilerinin bir kısmına karşı -fiilen veya bir tehdit olarak- kullandılar. Ayrıca, çok sayıda insana zulmettiler ve onlara karşı artık giderilmesi imkânsız zararlar vermiş suçlar işlediler. Devletin şahıslara karşı işlenmiş suçları affetmeye hakkı olmamalı. Ne yazık ki bu afta bu temel ilkeye de uyulmamış...