Türkiye'de son zamanlarda ilginç bir tez ortaya çıktı. Buna göre, demokrasilerde muhalefete muhalefet edilmez. Asıl muhalefet edilmesi gereken iktidardır. Ülkede olan biten her şeyden iktidar sorumludur. Muhalefete muhalefet etmek hem anlamsızdır hem de demokrasi dışıdır. Bunu yapanlar demokrat değildir...
Bu tavır, tabiatıyla, daha ziyade, CHP'liler arasında yaygın. CHP tabanında bu bakımdan en azgın olanların bazıları, görebildiğim kadarıyla, bir zamanlar CHP'ye muhalif çizgilerde yer almış ama sonra CHP'ye meftun olmuş kişiler. Bunlar şimdi hararetli CHP taraftarı ve "muhalefete muhalefet edilmez" fikrini olur olmaz, ısrarla dile getirmekte. Ne yazık ki, benim "eski" arkadaşlarım arasında da böyle düşünenler var. Garip şekilde, bunlar, bazen, demokratlığın ne olduğunu sadece veya en iyi kendileri biliyormuş havasında, muhalefeti eleştirenleri sosyal medyada yargılamakta ve asıp kesmekte!Demokrasiye verilen bir diğer isim çok partili rekabetçi siyasal sistemdir. Demokrasilerde birden fazla parti bulunur. Bu partiler diğer bütün partilere şu veya bu ölçüde muhaliftir. Öyle olmasaydı partililer ayrı partiler kurmak yerine aynı parti çatısı altında olurlardı. Bu ayrımlarda zaman zaman başı çeken kimselerin şahsi algıları, menfaat arayışları ve motivasyonları rol oynuyor olabilirse de bir partinin fikir ve vaat olarak bir diğer partiyle yüzde yüz çakışması hemen hemen imkânsızdır.Demokratik bir ülkede parti olma vasfını hakkıyla taşıyan her siyasi ekip ülkenin temel problemlerinin neler olduğuyla ve bu problemler için hangi çözüm yollarını önerdiğiyle ilgili bir programa ve programın üzerinde temellendiği fikirlere sahiptir. Bunlar seçmenlere partinin iktidar olması hâlinde takip edeceği yollar ve muhtemel icraatları hakkında bilgi verir. Bu fikirler ve öneriler arasında vatandaşların beğendikleri de beğenmedikleri de olabilir. Beğeniyorlarsa destek verirler beğenmiyorlarsa eleştirirler. Bu açıdan partinin iktidarda mı yoksa muhalefette mi olduğu çok önem taşımaz.Ayrıca, demokrasilerde tek iktidar alanı yoktur. Ülkedeki seçimle gelinen bütün makamlar partiler tarafından paylaşılır. Bu çerçevede mesela mahallîidareler de bir iktidar alanıdır. Bir partinin merkezi hükûmette olmaması ama büyük bir şehirlerin yönetimini elinde tutması ister istemez o partinin icraatları açısından da sorgulanmasına yol açar.Bugün CHP mahallîyönetimler alanında en fazla iktidarda olan partidir. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Mersin, Bursa gibi büyük şehirlerin belediye başkanları CHP'li. Bu yüzden, CHP mahallîidarelerdeki performansı açısından sorgulanabilir ve eleştirilebilir. Toplu ulaşımda yaptığı zamlar, su fiyatlarındaki astronomik yükselme, kentsel yenilenme alanındaki performans, imar çalışmalarında başarı derecesi, emlak vergilerinde anormal artışlar, yolsuzluk iddiaları vs. bakımından değerlendirilebilir.