Dr. Emrah Gülsunar tutuklandı. Sebebi, bir sosyal medya paylaşımı. Gülsunar bir paylaşımında "Diktatoryal bir yönetimi devirebilmek için yurt dışından yardım istemek meşru mudur, değil midir" sorusuna dayanan bir anket yapmış. Adli muamele ile karşılaşınca paylaşımının ve anketinin Türkiye ile değil Venezuela ile ilgili olduğunu söylemiş, ama yine de tutuklanmış…
Gençler radikalliği seviyor. Sert ve keskin çıkışlar yapmak hoşlarına gidiyor. Bazen ellerinde bir bıçak önlerine geleni doğruyorlar. Her konuda hakikati bildiklerini ve bütün problemleri kolayca teşhis edip çözebileceklerini zannediyorlar. İşlerin pek öyle olmadığını, kötü şeylerin iyi, iyi şeylerin kötü yanlarının olabileceğini zamanla ve hayat tecrübesiyle anlıyorlar. Bu bazıları için nispeten kısa bazıları için uzun zaman alıyor.Erdoğan'ın cumhuriyet tarihinde en uzun süre iktidarda kalmış kişi olması da kimi gençlerdeki öfkeyi körüklüyor. Onlar zannediyor ki iktidar bir değişse ülkede her şey "pat" diye düzelecek; zira, bütün kötülüklerin kaynağı hükûmet, özellikle Erdoğan. Bu yüzden, Erdoğan'dan, nasıl olursa olsun, mutlaka kurtulma arayışı içindeler. Bu çerçevede aralarında Erdoğan'ı diktatör ve Türkiye'yi bir diktatörlük olarak görenler de çıkıyor.Diktatörlüğün objektif şartları bellidir. İlk şart tek parti rejimi olmak. İkinci şart alternatif partilerin yarıştığı rekabetçi ve sonuç alınan seçimlerin yapılmaması. Erdoğan bu istikamette bir adım atmadı; tam da tersine, geldiği her makama seçimle geldi ve seçim yapmaktan asla kaçınmadı. Bundan dolayı, siyasi sistem açısından Türkiye'ye diktatörlük, Erdoğan'a diktatör demek maddi temellerden mahrum bir suçlama. Bu, kuşkusuz, iktidarın otoriteryan olup olmadığı tartışılabilecek hiçbir icraatının olmadığı anlamına gelmez. Hatta iktidarın bazı uygulamaların demokrasiden ziyade otoriteryanizme yakıştığı da iddia edilebilir. Ancak, bu da sırf Türkiye demokrasisine mahsus bir problem değildir, her yerde belirebilir. Örnek isteyenler Trump'a ve ABD demokrasine bakabilir.Bununla beraber, ne kadar yersiz, lüzumsuz ve haksız olursa olsun Gülsunar'ın sosyal medya paylaşımından bir suç çıkarmak çok zor. Biri Türkiye'deki yönetimi diktatörlük olarak görebilir ve bunu dile getirebilir. Söze sözle cevap vermek esas olduğuna göre bu iddiaya başka sözlerle cevap verilmesi gerekir. Mesela, Türkiye'nin diktatörlük olmadığı söylenebilir.Türkiye'de iktidarı değiştirmenin tek yolunun demokratik seçimler olduğuna işaret edilebilir. Erdoğan döneminden örnekler gösterilebilir. AK Parti'nin 2024 mahallîseçimlerinde çoğu mahallîidare biriminde iktidarı kaybetmiş olmasına atıf yapılabilir.İşte bu nedenle Gülsunar hakkında dava açmak yanlış. Ayrıca, böyle bir dava açmak ifade özgürlüğüne de zarar verebilecek bir tutum.
9