CHP'nin kaotik durumu ve hukukun işleyişi

CHP'nin içine düştüğü ve genel olarak kendi yapıp ettikleri tarafından sebep olunan kaotik durum iki şeyi öne çıkarıyor. İlki hukukun ne olduğu ve nasıl işlediği, ikincisi ise demokratik siyasetin ne olduğu ve hizipleşmenin siyasette işgal ettiği yer.

Her şeyden önce vurgulanması gereken, CHP'nin bu trajikomik duruma düşme nedeninin kendi kendisi olduğu. Açılan tüm davaların fişeği CHP mensupları tarafından ateşlendi. Savcılıklara şikâyetler ve suç duyuruları yapıldı. Bunlara karşı harekete geçmek ve iddiaları soruşturmak değil, kayıtsız kalmak hukuka zarar verirdi. Netice itibarıyla siyaset de bir beşerî faaliyet türü olarak bir taraftan ilgili genel hukuk kurallarına diğer taraftan da siyasetteki parti tüzükleri gibi mevzuat unsurlarına bağlıdır. Dolayısıyla, iktidarın CHP ile bilhassa uğraştığı iddiasının içi büyük ölçüde boş. İktidar gelişmelere ve CHP'nin içine düştüğü kaotik durumlara seviniyor olabilir, ama bu onun CHP'ye karşı bir kumpas peşinde koştuğunu göstermez. Ortada gayet somut iddialar var. Yapılması gereken bu iddiaların asılsızsa çürütülmeleri doğru tarafları varsa gereğinin yapılması ve bu çerçevede mahkeme kararlarına uyulması. Ancak, CHP iddiaları değerlendirmekten ve çürütmeye çalışmaktan özenle uzak duruyor. Bu da ister istemez insanlarda iddiaların gerçek olduğu yolunda bir kanaat oluşturuyor.

Türkiye'de mahkemeler işliyor. İddiaların aksine hukuk ve adalet sistemi çökmüş değil. Bir kararı beğenmemekten yola çıkarak tüm hukuk sistemi çöktü demek abartı. Ne var ki, mahkemelerin karar vermesi yetmez. Her hukuk sisteminde kararların uygulanması lazım. Kararları reddeden insanların da bu kararlara uymasının sağlanması şart. CHP ise mahkeme kararlarını tanımadığını ilan ediyor. Kalabalıklar oluşturarak kararlara karşı direnmeye çalışıyor. Oysa yapılması gereken şey basit. Hukuk süreci içinde itiraz etmek ve sonuna kadar gitmek. Mahkeme süreçlerinde ortaya dökeceği bilgi ve belgelerle iddiaların ve mahkemeler tarafından CHP hakkında alınan kararların haksız ve yanlış olduğunu göstermek. CHP sadece mahkeme kararlarını kabul etmediğini beyan ediyor. Kararların uygulanmasını önlemek için tabanını provoke ediyor ve yer yer polis güçlerinin karşısına dikiyor. Çatışmaları teşvik ediyor. Bu hukukun hâkimiyeti ve işleyişi için kötü ve tehlikeli bir durum.

Kuşkusuz mahkemeler "ilahi" bir yanılmazlığa sahip değil. Zaman zaman hatalı ve hatta kasıtlı kararlara da imza atıyor olabilirler. Ancak, toplumsal hayatın bekası ve hukukun hâkimiyeti açısından en önemlisi hukuk süreçlerinin işlemesi ve yanlış da olsa bir karar verilmesi. Hayatta öyle durumlar ortaya çıkabilir ki, bir karar vermek hiç karar verememekten çok daha fazla önem taşır. Kararların yanlış olduğu gösterildikçe de gerekirse hukuk mevzuatında gerekirse de hâkimlerin tavırlarında değişiklik olması beklenir. Ne yazık ki CHP bunu anlayacak durumda değil. CHP kafasına göre CHP ne yaparsa yapsın ve nasıl yaparsa yapsın meşru ve makuldür...