Ey Müslüman genç!
Bil ki omuzlarındaki yük ağırdır. Sorumluluğun ise en az o kadar çoktur. Bil ki insanlık senden Âlem'e nizam, sisteme adil bir düzen bekler. Yine bil ki mazlum ve masum senden medet umar, düşkün ve yoksul ise yardım... İşte bundan dolayıdır ki yükün ağırdır.
Evet, yükün ağırdır! Çünkü sen yüreği dağlar kadar büyük, sevdası volkan gibi coşkun, azmi kayalar kadar sağlam bir mücahitsin. Sen, ulvi bir davanın müdavimi; gayesi büyük, ideali net, hedefine kilitlenmiş, gözünü kırpmadan, kararlı adımlarla yürüyen bir nefersin.
Sen, Sıddık-i bir sadakat, Faruk-i bir adalet, Zinnureyn-i bir edep ve Haydar-ı Kerrâr bir duruşa sahip Hamza yürekli bir gençsin. Sen Alparslanca bir idealin, Selahattince cesaretin, Fatihce bir azmin sahibisin. Çünkü sen Müslüman bir gençsin. İşte bunun için yükün ağırdır.
Tabii, istersen kabul etmeyebilir, sırtlanmayabilir, girmeyebilirsin bu yükün altına. İstersen "Bana ne, kim çekerse çeksin, ben çekmem bu yükü. Ben hamal mıyım (afedersin) âlemin enayisi ben miyim" de diyebilirsin.
Elbette ki dersin, o senin paşa keyfin... Peki, bu çare midir Mazlumun, masumun, gözünün yaşı dinmiş olur mu böyle demekle Ya da bu benim işim değil demekle gerçekten de o iş senin olmaktan çıkar mı.. Hayır! Hem vallahi hem billahi çıkmaz...
Ey Müslüman genç!
Bu işte ben yokum deme hakkın yok elbette ki. Hele ki düzenin çivisi çıkmış bir dönemde. Hele ki mazlumun, masumun acı çektiği bir dönemde. Hele ki özellikle Müslüman kanının oluk oluk aktığı bir dönemde...
Benim işim değil diyemezsin! Yetim bir lokma ekmeye muhtaç iken, ben bu işte yokum diyemezsin! İnsanlıktan nasibini almamış ırkçı Siyonizm'in, küresel emperyalizmin, yeryüzünü mazluma dar ettiği bir asırda ben yokum arkadaş diyemezsin!..
Benim işim değil demek de neymiş Afganya'da Asman, Yemen'de Sarah ağlar iken; Çeçenya'da Şamil, Filistin'de Halit kurşuna dizilir iken. Ben bu işte yokum demek de neymiş, Felluce'den, Halep'ten, Şam'dan ahların arş-ı titrettiği bir zamanda...
Evet, Müslüman genç, biliyorum yükün ağır. Biliyorum sen davandan vaz geçmezsin, biliyorum sen mazlumun ah edişine dayanamazsın, insanlık zulmün pençesinde inler iken sen yatağında rahat rahat uyumazsın, biliyorum. Çünkü sen Müslüman gençsin.
Fakat o da ne! Elinde bir oyuncak görüyorum. Zaar birileri aklını çelmiş senin. Sosyal medya denen illete takılmış, geceni gündüzünü heba ediyorsun. Kulaklarına bir cihaz takmışlar, yetim, 'babamı isterim' diye feryat ediyorken, sen kafanı sallayıp, parmaklarını şıkırdatıyorsun...
Seni böyle gördükçe içim cız ediyor ey Müslüman genç! Hele futbol denen bir vebaya yakalanmış, onunla yatıp, onunla kalkıyorsun. Bir yanda o, bir yanda elinde oyuncak bilmem kiminle çetleşiyorsun.
Bu sen değil sin ey Müslüman genç. Sen bu olamazsın. Senin sevdan bu olamaz. Sen bu malayani işlerin adamı değilsin. Sen adam gibi bir adamsın, Sen Âdemsin ey Müslüman genç. Sen şeytana ram olamazsın!..