Ahir zamanda yaşıyoruz. Kimileri Mehdi as'ın zuhurundan dahi bahsediyor. Eğer öyleyse Kıyamet'in kopmasına az bir zaman kaldı demektir. Zira Mehdi'nin zuhuru Kıyamet'in büyük alametlerinden.
Âdemoğlu, her gün biraz daha Rabbinden uzaklaşıyor. Rabbine uzak olan Şeytan'a yakın olur. Şeytan da gün be gün insanı kulluğun rotasından çıkarıyor. Onun dümen suyunda yüzenler, insanlığı içinden çıkılmaz bir girdabın içine sürüklüyorlar.
Müminler dahi küfrün eşiğine gelip dayandılar. Öncelikle hakkı ve sabrı tavsiye etmekten (cihattan)vazgeçtiler. Arkasından sâlih amel ve şimdi de Allah muhafaza imandan taviz veriyorlar. Manevi halatlar inceldikçe inceldi. Aile değerleri çökertildi. Saygı, sevgi, hürmet, muhabbet, yerini gün be gün çirkeflik ve dayatmalara terk ediyor...
Vücutlardaki giysi oranı süratle azalıyor. İçki, kumar, fuhuş alenen icra ediliyor. Arsızlık, hırsızlık, yolsuzluk almış başını gidiyor… Yüce Allah'ın yasakladığı zina, yasalarda suç sayılmıyor. Bu ise aile çatısını çökertiyor. Ailesinin onurunu korumaya çalışanlar, adalet önünde suçlu sayılıyor ve mahkûm ediliyor.
Gidişat kötü. Önüne geçebilecek beşeri iradeler de ne yazık ki etkisini göster(e)miyor. Onlar, biryandan maalesef siyasi çıkarlar uğruna göstermelik dini birtakım serbestlik getiriyor, diğer yandan gammaz Batılıların İslam'ı tahrif emek için hazırladıkları Dinler Arası Diyalog ve Medeniyetler İttifakı gibi sapık projelere iştirak ediyorlar. Gammaz batılıların ipiyle kuyuya inen ne zaman iflah oldu ki..
Bugün İslam coğrafyasında kan gövdeyi götürüyor. Ümmetin bir kısmı zalim Batı'nın sinsi oyunları karşısında inim inim inliyor. İslam kardeşliği yara üstüne yara alıyor. Buna rağmen, kimi bencil İslam ülkeleri yöneticileri, kendi zarar görmeme adına kardeş kanı üzerine saltanat kurmaya çalışıyor.
Bu bağlamda Türkiye'deki siyasi iktidar da içi boş vaatlerle saltanatının bekası peşinde koşuyor. Biryandan sokaklardaki aç ve sefiller ordusu artıyor, öte yandan çöplere hadsiz hesapsız ekmek, yemek atılıyor. İsraf sadece bunlarda mı Asıl israf devlet eliyle yapılıyor. Bütün bunlar görmezden gelinerek iktidar, zengin ülkeyiz(!) çalımı satıyor ve dünyada sayılı zengin ülkeler arasına girdiğimizi ifade ediyor.
Memleketin iktisadi değerleri,' bunlarda neymiş, sırtımızda kambur' diyerek küresel sermayenin umuduna terk ediliyor. Ülke bölünmenin eşiğine geldi dayandı. Mevcut siyasi irade, çözüm sürecidir… Yeni Türkiye'dir… gibi birtakım içi boş kurguları korkaklığına kılıf yaparak, asılında hezeyan denilecek icraatlarını başarı olarak göstermeye çalışıyor.