Batı zihniyetine musibet dilemek onların yararınadır

Batıdan kasıt, aslında insanlığa zarar veren her fert, kitle, medeniyet vs, dir. Bir canlının zarar görmesi, canının yanması, acı çekmesi bir Müslüman'ın temenni ve istekleri arasında olamaz. Zira Müslüman, 'iyilikleri emredip, kötülüklerden nehyetmek'le emrolunmuştur.

'Bir musibet, bin nasihatten hayırlıdır.' denmiştir. Maalesef insan çoğu kere başına musibet gelmeden gerçeklerin farkına varamıyor. Hele ki kalbi kararmışlar için neredeyse imkânsız. O imkân, az da olsa niyetinde içtenlik olanlar için geçerli.

Bir de bu musibetleri bizzat kurgulayanlar var ki onlar sürekli başkalarının musibet içerisinde olmalarını planlayıp duruyorlar. İşte asıl bu kurgulayıcıların başına musibetlerin gelmesi temennimdir. Onlar hatalarını anlayıncaya kadar gerekirse başlarından musibet yağsın dilerim!

İçlerindeki masumlara gelince onlar da bazı şeylerin farkına varmaları için musibetlere muhatap olmalılar. Bir takım kurgulu musibetler üretip başta Müslümanlar olmak üzere bütün insanlığa dünyayı zindan eden zalimlere (aslında zavallılara hatta delilere) destek verilmemesi onların idareci seçilmemesi gerektiğini anlamaları adına bunu temenni etmek yanlış olmaz.

Bu dünya, kimine dar edilecek kadar küçük bir yer değil aksine her bir insanın insan gibi yaşayabileceği bir yerdir. İnsan olanlar, insanca bir nizam kurup, insanlığa güzel bir hayat sunabilirler. Ama delileri baş edip başa getirince zalimce bir sistem ortaya çıkıyor ve insanlar, zulmün pençesinde inim inim inliyor.

Bir Müslüman, her bir insanın gerek dünya ve gerekse Ukba'da kurtuluşa ermesini ister. Hiç kimseyi inancından dolayı kınamaz ve her inancada eşit mesafede durur. İnancı ne olursa olsun her insanın İslam'la şereflenmesini ister ve bu yolda mücadele verir. Bunun için de asla ve asla baskı ve tahakküm yolunu prensip edinmez.

İnancından dolayı bir milleti aşağılamanın ve hatta zillet yaşatmanın adına terör denir. İşte bugün bu ve benzeri terör eylemleri sözüm ona devlet eliyle bile yapılmaktadır. Bunlar için musibet dilemek elbette bir vazife olsa gerektir. Gönül ister ki musibetten önce ıslah olsunlar ama olmuyorlar işte!

Mühim olan coğrafyanın, siyasetin, sosyal hayatın delilerden arındırılmasıdır. Bu da ancak o coğrafyada yaşayanların top yekûn delilere karşı savaş açmasıyla mümkündür. İşte o coğrafya da yaşayanlar bunu yapmazlarsa, uyanmaları için musibetlerin gelmesi yararlarına olur.

Batı zihniyetinin insanlığa çile çektirmesi yeni bir şey de değildir. Tarih boyunca zilletin bini gitmiş, bini gelmiştir. Tarihin sayfaları onların vahşet senaryolarını birer kara leke olarak kaydetmiştir. Bundan sonra da devam edecektir. Kâbillerle, Nemrutlarla, Firavunlarla bunun örnekleri çok yaşanmıştır.

Orta Çağ'da, Yeni Çağ'da, gün bu gündür hâlâ acı çekmiyor mu insanlık bu kör zihniyet yüzünden Dün yaşattıkları zilleti bugün dahi dünyanın dört bir yanında insanlığa yaşatmıyorlar mı Dün mesela Kara Kıta'nın insanına kapkara günler yaşatanlar, bugün İslam coğrafyasını kana bulamış değiller mi Şu çok yakın tarihte bile dünya savaşları çıkarıp, kendi içlerindeki masumlara bile dünyayı zindan etmediler mi … Ettiler.