Bu hafta herkes Cannes'daydı. "Eşref Rüya", "Güller ve Günahlar", "Çarpıntı", "Veliaht"… Ekranda hangi dizi varsa, başrolleri oradaydı. Ama ortada festival yok, yarışma yok, kırmızı halı yok. Peki niye gittiler
İşin Aslı astarı öyle iki kelimeyle anlatılacak kadar basit değil. Artık bu sektör nefes almakta zorlanıyor. Kanallar maliyetleri karşılayamıyor, yapımcılar zar zor ayakta duruyor. Dizi tutmazsa hemen "final" kararı geliyor. Bu yüzden neredeyse her yapım, sezon ortasında gözünü dış pazarlara dikiyor.
Cannes, bu işin vitrini. Her yıl Cannes'da MIPCOM diye bir fuar düzenleniyor. Diziler, formatlar, projeler dünyanın dört bir yanından alıcılara gösteriliyor. Bizimkiler de MIPCOM'a gitti. Tatil yapmaya, gezmeye, şov yapmaya gitmediler. Tamamen ekmek parası için gittiler. Çağatay Ulusoy ile Demet Özdemir dizileri satılsın diye Cadillac'larıyla tur attı. Murat Yıldırım ve Cemre Baysel'in merdiven başı pozları da aynı sebepten. Akın Akınözü ve Serra Arıtürk de "Bizim diziyi de bir bakın!" demeye gitti.
Anlayacağınız; Cannes'a gitmek bir mecburiyetti. Eskiden dizi tuttu mu mesele kapanırdı, şimdi öyle değil. Yurt dışı satışı olmadan bütçeler dönmüyor. Hatta bazı diziler sırf orada alıcı bulduğu için yayında kalıyor. Mesela "Aşk ve Gözyaşı"! Sektör ayakta kalmak için tüm hücreleriyle savaşıyor. Umarım tüm emekler yerini bulmuştur, kimse eli boş dönmemiştir.
KİM BİLİR…
Özgü Kaya'yı oyuncu olarak tanıyorum. Hatta şu sıralar TRT'de "Cennet'in Çocukları"nda oynuyor. Ama ben onun oyunculuğuna hiçbir zaman ısınamadım. Yüzü güzel, fiziği yerinde fakat oynadığı karakterler bana hiç geçmiyor. Hep bir yanı donukluk, hep bir tarafı eksik.
Şimdi ise bambaşka bir haberle gündemde… Victoria's Secret defilesinde yürüyecekmiş. Özgü Kaya, dünya çapında modellerin arasında yer alacak. Çok havalı. Açıkçası, bence bu iş tam ona göre. Çünkü duruşu, fiziği, enerjisi o işe çok daha yakın. Oyunculukta yakalayamadığı ivmeyi, podyumda çok daha hızlı yakalayabilir.