BASİFED şimdilerde İzmir Kalkınma Ajansı iş birliğiyle, Türkçeye kazandırılan "İzmir Çarşısı" kitabının heyecanını yaşıyor.
Alman mimar ve arkeolog Wolfgang Müller-Wiener'in İzmir'in ticari belleğine ışık tutan çalışması olan ve mimar Emrah Dönmez çevirisiyle yayımlanan kitap, 17. yüzyıldan 20. yüzyıl sonuna kadar İzmir'in ticari yaşamını, Kemeraltı çarşısını, hanlarını ve liman odaklı ticaret hayatını mimari bir bakış açısıyla inceliyor.
BASİFED merkezinde ziyaret ettiğim Yönetim Kurulu Başkanı Semiha Güneş, bu kıymetli esere dair, "Çağımız ne kadar dijitalleşse de yazılı kaynakların önemli olduğunu düşünüyorum. Bizim bir liman, ticaret kenti olan İzmir hakkında çok büyük bir arşivimiz bulunmuyor. Bu çalışmayla geleceğe iz bırakmak istedik. Ayrıca ben mimar olduğum için yapılarla, şehirle ilgili her şey dikkatimi çekiyor. Bu kitabı da bir solukta okudum. Ve haritalara da bakıyorum. Kentin geçmişine dair önemli bir kaynak" diyor. "İzmir'in hafızasına dair yeni bir projeniz olacak mı" soruma ise, "Tarihi yapılardan birini restore edip, seslendirme stüdyosu, yani bir dijital stüdyoya dönüştürmek istiyorum. Ondan sonra bunu işletip gelir getirecek hale getirmeyi planlıyorum. Federasyonların, derneklerin az da olsa kendilerini geçindirmeleri gerekiyor" yanıtını veriyor.
İzmir'in potansiyeli büyük bir şehir olduğunu, ancak bunun yeterince değerlendiremediğini de ifade eden Başkan Güneş, "Çünkü herkes kendi başına bir iş yapmak istiyor, herkes patron. Önce bundan vazgeçelim, bir araya gelebilelim" diyor.
Bugün BASİFED'in derneklerin gücünün birleştiği bir çatı örgüt olduğunu da belirten Semiha Güneş, "Şu anda da 16 dernek hakikaten yan yana durabiliyor, beraber projeler üretiyoruz. Dayanışma önemli. Yani kavga etmeden de işler yapılabilir. Ekip olabilmek önemli. Biz bunu burada yaşatıyoruz. Ayrıca İzmir ile yetinmedik, Ege Bölgesi'ndeki dört federasyon bir araya geldik. Atıkları ekonomiye dönüştürmek için üyelerimizin birbirleriyle alışveriş yapmalarını sağlayacağız" diye belirtiyor.
Alsancak'ta örnek çalışma
Başkan Güneş, bir mimar olarak İzmir'de öncelikli olarak yapılması gerekenleri ise şöyle sıralıyor; "Denizi daha çok kullanmamız gerekiyor. İkincisi yerinde dönüşümden acilen vazgeçmemiz gerekiyor. Yeni konutlarda zemini boşaltıp, 8 kat yerine belki 12 katlı yapılar inşa etmeliyiz. Bitişik nizamdan vazgeçmeli, insanlara nefes aldıracak alanlar yaratmalıyız. Şehir merkezini başka türlü kurtaramayız. Böylece hem güneşi, denizden gelen rüzgarı kentin içine alırız hem de depreme dayanıklı otoparkı olan yapılarla trafiği, yolları rahatlatırız. Biz de BASİFED'de bir kentsel dönüşüm komisyonu kurduk. Alsancak'ta kendimize bir bölge seçtik. Orada 4 katlı 5 katlı binalar var. Onları 8 kata 10 kata çıkarıp, yan yana bir yığın blok yerine 2-3 tane binayla bol yeşil alanlı bir hale dönüştürecek bir proje hazırlıyoruz. Bunu büyükşehire de sunacağız. Kabul ederler mi bilmem ama kentin böyle de planlanacağını görsünler istiyoruz" diye belirtiyor.

18