Parçayı anlama çabası bütünü anlama çabası hem parçayı hem bütünü anlama çabası İnsan eğer bir anlama çabası içerisinde ise eğer, ki birçok insanın anlama çabasına girmeyecek bir hayatı yaşamayı tercih ettiğini de söyleyebiliriz bu vesileyle, bu üç yoldan birinden yürüyecektir. Farkında olarak veya olmayarak. Irası onu parçacı, bütüncü veya hem par
Tapu kelimesine sözlükler genelde hizmet, hizmette bulunmak anlamını veriyorlar. Tapmak kelimesinde ise birkaç anlam var. Bunlardan en öne çıkanı ise bulmak. Ben kelimedeki hizmet anlamının bulmak, bulunmak anlamının üzerine gelip yerleşerek oluştuğunu tahmin ediyorum. Tabii tapu ile kapunun manaca bir irtibatı var mı, buna da bakmamız gerekiyor. K
Tapu kelimesi insanın hayatına kaç yaşlarında girer Benim öyle tahmin ediyorum ki sekiz dokuz yaşlarında ya bir Yunus Emre ilahisi ile girdi ya da babamdan Tapu Kadastro şeklinde duydum kelimeyi. "Elimde kapı gibi tapu var!" cümlesi de zihnimde erken duyulmuş bir cümle olarak duruyor. Yine o yaşlarda. Kadastro ne demek, hala bilmiyorum. Birazdan sö
Ramak kalmış. Neye ramak kalmış Ramak ne ki öyle kalıyor Biraz daha fazlası nedir onun Bir şey ne kadar kaldığında ona ramak kaldı diyoruz Gel de bunu merak etme! Etmeden olmaz, ettiysen sözlük, lügat, kamus karıştırmadan olmaz. Kelime Arapça imiş. Kelimenin yapısı her ne kadar Arapça olduğunu az çok hissettiriyor olsa da hislerle hareket etmemek;
Şiirli girsin imdi bitiğimiz: Yirmi yitik tilmîz, yirmi yitik tilmîz! Gizil çisili cifir içti simli şirinimizi İsî gibi çihil cisir bitirdi cirmini Hindli Sih gibi Fihi fihrist girift Kilit gibi hin i hin kişniş içti Şivlilik pişirdi İdris'in tilmîzi Fiziğin giysisi sizi iri iri yitirdi İşçi, işçi kimin mitingi için yittin Milisin pimi milisi mi b
Marşlara düşer belki bazı şeyleri söylemek. Marşlarla yürürüz biz. Ayet ayet sure sure yürüyenler yürüdüler Mekke'den Medine'ye. Onları özlerim ben. Cenneti özledim ben, Resulü özledim ben. Kevseri özledim ben. Bu çağın kirlerinden, alışmışlıktan, kudurmuşluktan marşlarla sıyrılınır en güzel. Çünkü yeryüzü bana mescid kılındı and verdim toprak şahi
Dilimizin zayıfladığından, insanların artık dillerini zengin bir şekilde kullanamadığından dem vuranların 30 yıldır ağızlarından düşürmedikleri bir ezber var, bir şehir efsanesi: İnsanımız artık 500 kelime ile konuşuyor isimli bir temcid pilavı bu. Bilumum sağcıların ve sağcılaşma yolunda gidenlerin dilinden eksik olmayan bir pilav. Yahu, kim saymı
Geçen Cuma namazı çıkışı bir avukat tanıdığım ile karşılaştım. Selamlaştık ve cumamızı tebrik ettik. Hal hatır sorduk. Meğer avukat arkadaş savcı olmuş. İstanbul dışına göreve gitmiş. Savcı deyince sizin aklınıza neler gelir, bilmiyorum ama benim öncelikle peygamberler gelir. Tabii bir savcı ile Cuma namazı çıkışı karşılaşmak iyi bir şey midir yoks
Türkçeyi Kur'an'ın kurduğunu iddia etmek ile Türkçeyi ve bütün dilleri Allah'ın yarattığını söylemek arasında bir fark var. Ben ikincisini doğru bulan ve buna şeksiz şüphesiz inanan biri olarak Rabbimin bu yarattığı dillerin her birinin muhteşem olduğunu, her birinin farklı muhteşemliklere sahip olduğunu bilir ve söylerim. Bunu bilir, bunu savunuru
Türkçeyi Kur'an-ı Kerim'in kurduğunu, inşa ettiğini savunan insanlarla karşılaşıyorum zaman zaman. En son çek değerli büyüğüm, hocam, ilk kitabımın isminin kaynağı Adem Kandemir Hocamdan da bu manada bir değerlendirme dinledim. Şair dostum Bünyamin Yıldız'ın da meseleyi böyle gördüğünü gördüm. Kur'an'dan önceki Türkçeye Türkçe denemeyeceğini de sav
© 2016