Yalakalık, devleti nasıl çökertir

Yüksek Askeri Şûra'nın sadece adı kaldı, çünkü kurulda askerler artık azınlıkta! Kimin terfi edeceğine, kimin emekli edileceğine siyasiler karar veriyor. Bu durumda Yüksek Askeri Şûra'nın adının değiştirilmesi gerekir!Orduya yapılan siyasi müdahaleler sonunda, terfi sistemi bozuldu ve Türkiye'yi 15 Temmuz rezaletine sürükleyen kararlar, 2014 ve 2015 şûralarında alındı. FETÖ'cü albaylar ordudan atılmak yerine terfi ettirildi ve tugay seviyesindeki muharip birlikleri yönetir durum getirildi.Bu arada, emekliye sevk edilen, 100 tam puan sahibi Kurmay Albay Mehmet Alkanalka'nın başvuruları, Anayasa'nın 125'inci maddesine göre YAŞ terfi kararlarının yargıya kapalı olması sebebiyle dikkate alınmadı. Oysa bu madde tek bir maddelik anayasa değişikliği ile kaldırılabilirdi. Böylece Türkiye'yi 15 Temmuz'a götüren 2014 ve 2015 terfi kararları da yargıya açılabilirdi. Bunu neden yapmıyorlar Çünkü bu kararlar bir yanılgı değil, siyasi projenin gereğiydi...O projenin ne olduğu, cemaat evine resmî makam arabasıyla giden "sarıklı amiral" gerçeğini ortaya çıkaran albayın son YAŞ kararları ile kadrosuzluktan emekli edilmesiyle bir defa daha ortaya çıktı.Projenin nasıl sürdürüldüğünü ise Prof. Dr. Ümit Özdağ, şöyle açıklamıştı:"Türk Silahlı Kuvvetleri bu 20 yıl içerisinde emperyalizmin tarikatlar ve cemaatler aracılığıyla saldırdığı ana kurum oldu. TSK'yi çökertmeden Türkiye'yi çökertmek mümkün değildir. Onun için emperyalizm önce FETÖ sonra da diğer tarikatlar aracılığıyla silahlı kuvvetlerimizi tahrip etmeye devam ediyor. Bugün de bu tahribat FETÖ dönemindeki kadar alçakça devam ediyor. Türk ordusunu millî bir ordu olmaktan çıkarıp şeyhlerin kontrolündeki bir ordu olarak organize etmeye, emperyalizmin saldırılarına direnemez hale getirmeye çalışıyorlar."Irak ordusu, Kesnizani tarikatı vasıtasıyla ele geçirildiği için Amerikan ordusuna direnmedi... Model aynıdır...Ülkenin ekonomisi ele geçirilince, medya, siyaset ve yargı kaleleri de zapt ediliyor! Türk ordusuna bu sayede kumpas kurabildiler! Halk ise "başörtülü bacılarım" söylemi üzerinden ikna edildi. Öyle ki üniversitelerde ve TSK binalarında "planlanmış bir başörtüsü mağduriyeti" yaratanlar da bilerek veya bilmeyerek ordu aleyhine çalışmış oldu!Oysa sosyolojinin babası İbni Haldun, asırlar öncesinden şöyle uyarmıştı:"Bil ki, devlet, olmazsa olmaz iki temel üzerinde kuruludur. Birincisi asker (ordu) olarak ifade edilen güç, kuvvet ve asabiyettir. İkincisi ise askeri ayakta tutan ve devletin ihtiyaçlarını gideren mal ve paradır. İşte devlette