Suriye'de neler planlandığını 21 Mart 2004'te bu sütunda "İsrail'i K. Irak'la birleştirme planı!" başlığı altında incelemiştim. O sırada Suriye'nin Kamışlı bölgesinde bir isyan vardı.
"İsyan Kamışlı'da bir stadyumda başladı deniliyor ama Kürt nüfusun yoğun olduğu her yerde aynı anda bir kalkışma var... Suriye'deki kalkışma girişiminin arkasında ABD ve İsrail var ama taşeronluğunu Barzani ve Hoşyer Zebari yapıyor.
Olaylar başlamadan iki gün önce Baas Partisi'nin kuruluşunu protesto gösterilerinde bir Amerikalı yakalanıyor. Suriye güvenlik yetkilileri, adamı sorgulayınca, ABD'nin Şam Büyükelçiliği üçüncü kâtibi olduğunu anlıyor.
Üçüncü kâtip tutuklanıyor ama ABD Büyükelçisi devreye girince serbest bırakılıyor!
Bu olaydan sonra, Kamışlı'da, Rakka'da Halep'te, Şam'ın El Muhacirun ve Rukneddin mahallelerinde aynı anda, aynı slogan ve afişlerle eylemler başlıyor. Silahlı gruplar arasına Barzani'nin Kuzey Irak'tan gönderdiği kişiler var. Yani isyan girişiminin liderliğini Barzani'nin peşmergeleri yapıyor!
İlk fırsatta, olayı Türkiye'ye yaymayı deneyecekler.
ABD, Suriye'yi hedef alıyor, çünkü İsrail'i Kuzey Irak ile birleştirmek istiyor. Fakat Suriye'ye doğrudan kendisi yönelemiyor; Kürtleri kullanıyor. ABD, Suriye'de özerk Kürt bölgesi oluşturmak istiyor. Böylece ABD, Kuzey Irak'ı İsrail'e bağlamış olacak. Büyük İsrail'in yarısı böylece gerçekleşmiş olacak. Mesele budur...
Türkiye'nin kaderinde söz sahibi olanlara sesleniyorum...
Suriye'deki olayları, uygun gördükleri zaman Türkiye'de de deneyecekler. Bu sebeple, Suriye desteklenmelidir. Zaten İran'da da aynı anda aynı kalkışma teşebbüsüne girişmişlerdir.
Türkiye, Suriye ve İran, bölgesel bir ittifak yaparak, Büyük İsrail oluşturma planlarına karşı durmalıdır."
***
Birkaç yıl sonra, ABD, Suriye'de kara kuvvetleri gibi gördüğü PYD'yi silahlandırdı, eğitti. Türkiye'de birinci açılım süreci başlatıldı. Terörle mücadele AKP iktidarı tarafından durduruldu, hatta yasaklandı! PKK, Güneydoğu'daki il ve ilçe merkezlerinin etrafına, belediye araçlarıyla hendekler kazdırdı, silah ve terörist yığınağı yaptırdı. PKK, bu il ve ilçelerde vali, kaymakam atadı, mahkemeler kurdu, "özyönetim" ilan etti.
Sürecin sonuna doğru 7 Haziran 2015 seçimleri yapıldı. AKP, tek başına iktidar çoğunluğunu kaybetti. Devlet Bahçeli, devreye girerek, AKP-HDP ya da AKP-CHP-HDP koalisyon hükümeti; bunlar olmazsa en erken tarihte; 1 Kasım'da seçim önerdi.
AKP iktidarı, bu andan itibaren terörle mücadeleyi yeniden başlattı ve 800 kadar şehit verme pahasına, PKK'nın ele geçirdiği il ve ilçelerdeki PKK işgaline son verdi, 1 Kasım 2015 seçimlerinde de yeniden iktidar oldu. Sonra da 15 Temmuz darbe girişimi bahanesiyle ülkenin yönetim sistemini değiştirdi.
AKP, 2011 yılında, ABD talebiyle Suriye muhalefetini örgütlemeye, eğitmeye ve donatmaya başlamıştı. Bu yeterli olmayınca istihbarat servislerinin örgütlediği teröristlerin Türkiye üzerinden Suriye'ye geçmesi sağlandı. IŞİD'in türevi olan El Nusra örgütüne silah desteği verildi. Özgür Suriye Ordusu adı altında Türkiye'nin kurduğu örgüt de silahlandırıldı. Bu örgüt mensuplarının maaşlarını, ABD organizasyonuyla Körfez ülkeleri gönderdi, Türkiye dağıttı...