Tom Barrack'ın millet sistemi!
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, Anadolu Ajansı'nın kadın muhabiri ile birlikte İzmir'in tarihi Kemeraltı Çarşısı'nı gezdi, esnaf ile sohbet etti. Sonra da konuşmasının anlam ve önemine uygun olarak türbanlı muhabire yaptığı açıklamalarla, "Osmanlı'nın millet sistemi"ne övgüler yağdırdı.
İsrail ile İran arasında yaşanan çatışmalara değinen Barrack, "İsrail'in yeniden tanımlanması gerekiyor, şu an yeniden tanımlanma sürecinde. İsrail ile İran arasında yaşananlar, hepimiz için, 'süre doldu, yeni bir yol açalım' deme fırsatı. Bu yolun anahtarı Türkiye" ifadesini kullandı. Türkiye ve İsrail'in geçmişte "harika ilişkilere sahip olduğunu" savunan Barrack, bunun tekrar olabileceğini söyledi.
Barrack, ABD Başkanı Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Lahey'de görüşmesi hakkında "Bu, iki liderin doğrudan birbirine önceliklerini anlattığı ve bölgede (Orta Doğu'da) insanların hayatını nasıl daha iyi hale getirebileceklerini samimiyetle yaklaştıkları bir görüşmeydi." dedi.
Barrack, "Hepimiz, birbirine güvenen iki lidere sahip olduğumuz için muazzam bir fırsatın var olduğu görüşündeyiz. Bu vizyonu nasıl uygulayacaklarını çok iyi bilen Bakan Rubio ve Bakan Fidan var." ifadelerini kullandı.
Barrack'ın bu sözleri, Türkiye'nin, ABD gözetiminde, İsrail ile birlikte yeni adımlar atılacağının işareti...
Bu adımların ne olduğu, Barrack'ın İzmir ve Osmanlı'nın millet sistemi hakkındaki sözlerinde saklı...
Barrack, "Benim için İzmir, Yahudilerin, Müslümanların, Hıristiyanların bir arada yaşadığı, bu toplulukların harmanlandığı bir örnek." diyerek, "bu tüm dünyada ve Orta Doğu'da olması gereken bir durum" değerlendirmesinde bulundu.
Büyükelçi Barrack, "Bence Türkiye, tüm bunların merkez noktası olabilir, Suriye'de gördüğünüz üzere. Suriye'de olanların büyük bir kısmı, Türkiye ve liderliği sayesinde gerçekleşiyor. Osmanlı İmparatorluğundaki millet sistemi, yüzlerce yıl farklı grupların merkezi sistemde varlıklarını sürdürmelerine imkân verdi. Şimdiki nesiller için yeni bir diyaloğa ihtiyaç vardır. Bu diyalog, savaş değildir." dedi.
Büyük Orta Doğu Projesini ABD için geliştiren Bernard Lewis de 1996 yılında, İstanbul'da verdiği konferansta, "Bu coğrafyada, Türklük, Araplık ve Farslık gibi kimliklerin yerini Orta Doğu kimliği alabilir" demişti...
Öyleyse Türkiye'de iktidarın, Malazgirt ve Çanakkale zaferlerine Arapları ortak etme şeklindeki algı operasyonlarını, "Yeni bir milli kimlik" ve "Kurucu Anayasa" söylemlerini, Barrack'ın arzuladığı Türkiye merkezli Büyük Orta Doğu Projesi'ne geçiş hazırlıkları olarak görmek gerekir.
Osmanlı'nın din eksenli millet sistemine dönüş için Türkiye'nin ulus devlet olmaktan çıkarılması gerekir! AKP'yi destekleyen yazarlar, bunu "Osmanlı'nın millet sistemi daha doğruydu, ulus devlet yanlıştı" diye söylüyorlar zaten...
Barrack, "Bence Orta Doğu yeni bir diyaloğa hazır. İnsanlar aynı hikâyelerden sıkıldı. Bence, ufak adımlar göreceğiz. Herkes İbrahim Anlaşmalarına geri dönecek. Özellikle Gazze durumunda, çünkü asıl büyük mesele şu anda bu. Gazze'den sonra, Suriye- İsrail'in bir noktada anlaşmaya varmaları gerekiyor. Benzer bir anlaşmanın, Lübnan ile de olacağını düşünüyorum. Lübnan'ın da aynı modele uygundur."