Silah bırakma değil Sevr dayatması!
Terör örgütü PKK, 12. Kongre sonuç bildirisi açıkladı. Örgüt, silahlı mücadelenin sonlandırması kararlarını alarak, "PKK adıyla yürütülen çalışmaları" sonlandırdı.
Bu ifade, "Çalışmalarımız başka adlarla devam edecektir" anlamına geliyor.
Bildiride, "Kongremizin aldığı PKK'nin fesih ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararı kalıcı barışa ve demokratik çözüme güçlü bir zemin sunmaktadır. Söz konusu kararların uygulanması Önder Apo'nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir. Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisinin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır." denildi.
Yani kararın uygulanması, Abdullah Öcalan'a siyaset yapma hakkı verilmesiyle ilgili Meclis kararı alınmasın bağlanmış durumda...
Bildiride "Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı." denilerek, Sevr şartlarına dönmek arzusu ifade edilmiş oldu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi reddedildi.
Öyle ki, "PKK katı Kürt inkârının, buna dayalı imha siyasetinin, soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi." denilerek Türkiye soykırımla suçlandı!
Bildiride "1990'lı yılların koşullarında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Kürt sorununu siyaset yoluyla çözme arayışı gelişti ama devletin Turgut Özal ve ekibini ortadan kaldırması, Kürt inkâr ve imha siyasetinde ısrar ederek savaşı tırmandırması neticesinde bu yeni süreç sabote oldu." iddiasına yer verildi!
Bildiride, "Önder Apo Kürt-Türk ilişkilerinin sorunsallaştığı Lozan Antlaşması'nın ve 1924 Anayasasının öncesini referans alarak, Ortak Vatan ve Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve Demokratik Ulus anlayışını Kürt sorununun çözüm çerçevesi olarak benimsedi." denilerek Sevr özlemine ikinci defa vurgu yapıldı!
Bildiride "Türkiye'nin sol-sosyalist güçleri, devrimci yapı, örgüt ve şahsiyetlerinin Barış ve Demokratik Toplum sürecini sahiplenmeleri ile halkların, kadınların ve ezilenlerin mücadelesi yeni bir düzey kazanacaktır. Bu, son sözleri 'Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının Kardeşliği ve Tam Bağımsız Türkiye!' olan büyük devrimcilerin amaçlarını başarmak anlamına gelecektir." denilerek Deniz Gezmiş'e atıfta bulunuldu.
Bildiride "Uluslararası güçleri halkımıza yönelik yürütülen yüzyıllık soykırım politikalarındaki sorumluluklarını görerek demokratik çözüme engel olmamaya ve sürece yapıcı katkılarını sunmaya davet ediyoruz" denilerek Kürt soykırımı iddiasının tanınması istenmiş oldu.
Hürriyet gazetesine göre "Silahlar BM gözetiminde ve Kuzey Irak'ta teslim edilecek." Yani, PKK, BM güvencesi de istiyor.
Emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti, PKK'nın bildirisini yok hükmünde saymazsa devlet özelliğini kaybetmiş demektir. Bu bildiri Lozan'ı reddediyor, Cumhuriyet'i reddediyor, Sevr'in geçerli olduğunu kabul ediyor!"