Mezhep savaşı tuzağına düşmek!

Suriye'nin Lazkiye bölgesinde meydana gelen olaylar, Türkiye'de AKP ve CHP arasında mezhep merkezli bir tartışmaya ve suçlamaya dönüştü. Halbuki bu tür olaylarda yapılması gereken ilk iş, önce ne olduğunu anlamaktır.

BBC Orta Doğu Muhabiri Lina Sinjab'ın Şam'dan arayıp görüştüğü Ayman Fares adlı Suriyeli, "Silah bırakmayı reddeden Esad yanlılarının, kıyı kentleri Lazkiye ve Cebele civarında güvenlik güçlerine pusu kurmasının ve onlarca kişiyi öldürmesinin ardından şiddet olaylarının başladığını, Esad'ın ordusunda tuğgeneral olan Giyas Dalla'nın, yönetime karşı bir isyan başlattığını ve Suriye'nin Kurtuluşu için Askeri Konsey'i kurduğunu" söyledi.

Fares, Alevi toplumunun çoğunun Esad yanlılarına karşı olduğunu ve yaşanan şiddetten Dalla ve diğer Esad yanlılarını sorumlu tuttuğunu söyledi.

Aynı kişi, "Sivilleri kimler öldürdü" sorusuna "Yabancıydılar, kimliklerini veya dillerini tanıyamadım ama Özbek veya Çeçen'e benziyorlardı. Yanlarında bazı Suriyeliler de vardı ama resmi güvenlikten değillerdi. Cinayeti gerçekleştirenler arasında bazı siviller de vardı" diye cevap verdi.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ise kıyı kentleri Lazkiye, Cebele ve Banyas'ta 740'tan fazla sivilin öldürüldüğünü bildirdi. Öldürülen sivillerin tamamı Nusayri...

Güvenlik güçlerinin 300 üyesinin ve Esad destekçilerinin de çatışmalarda öldüğü bildirildi.

Durum ne olursa olsun, Türkiye'nin sivillerin katledilmesine karşı çıkması ve Suriye yönetimini uyarması gerekirdi. Bunun yerine yönetime tam destek verildi... Batı dünyasından da sivillerin katledilmesine karşı ses çıkmadı...

Peki neden Konuyu izah edebilmek için 14 yıl öncesine döneyim...

Yeniçağ'ın 11 Eylül 2011 tarihli ve "Mezhep savaşı itirafı" başlıklı manşet haberine göre AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, 2011 yılında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Türkiye Esat yönetimi ile iş birliği yapmalı" çağrılarına "Suriye rejimi yüzde 15'lik kitleye dayanıyor. Kılıçdaroğlu mezhep yakınlığı dayanışmasıyla mı Suriye'ye sahip çıkıyor" demişti.

Haberde New York Times'ın, "Esad devrilirse Şii İran'ın gücü azalır, Sünni ağırlıklı Türkiye ve S. Arabistan'ın gücü artar" analizine de dikkat çekilmişti.

O dönemde Yeniçağ yazarı olan Tekirdağ milletvekili Selcan Taşçı da "Kanlı, kârlı; mezhep savaşları" başlıklı yazı dizisinde, 20 Haziran 2011'de Londra'da yayınlanan El Kudsülarabi'nin Genel Yayın Yönetmeni Abdulbari Atwan'ın dünya kamuoyuna şöyle seslendiğini yazmıştı:

"... Sünniler, Şiilere nefret biliyorlar, Şiiler de olağanüstü bir durumu hesap ederek saflarını birleştiriyor ve güçlerini seferber ediyor (...) ABD, bu kutuplaşmaya karşı çıkmıyor, hatta bir şekilde arkasında durmasa bile cesaretlendiriyor. ABD'nin Irak kapısından bölgeye ilk mezhepçi kontenjanlar sokan ülke olduğunu hatırlamalıyız. Endişemiz (...) bölgenin bölünmeyi ve parçalanmayı artıracak bölgeselcilik temelinde iç savaşa kayması."