Mezalim ve diz çöktürmek!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Azerbaycan'ın Hankendi şehrinde Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 17. Zirvesi'ndeki konuşmasında "İsrail'in hız verdiği saldırgan politikaları bölgemizin huzur ve istikrarını tehdit ediyor. Gazze'de 57 bine yakın kardeşimizin hayatını kaybettiği mezalimin bir an önce durması için hep beraber daha fazla çalışmalıyız. İsrail'in Lübnan, Suriye ve İran'a saldırılarının arka planında Filistin halkına diz çöktürme siyaseti yatıyor. İran'a saldırılar kabul edilemez. Biz ne Filistin davasını terk edebiliriz ne de Netanyahu yönetiminin bölgemizi kan gölüne çevirmesine sessiz kalabiliriz. Suriye'de gelinen aşama bölge için bir umut ışığıdır. Filistin davasını terk etmeyiz." dedi.

Gazze'deki mezalim, kendiliğinden durmaz ama Ekonomik İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler, elbirliği içinde hareket etse, ABD, İngiltere ve Fransa'nın İsrail'e verdiği tam desteğe rağmen belki bir umut ışığı doğabilir. Yalnız, başta Türkiye olmak üzere söz konusu ülkelerin bugüne kadar mezalimi durdurmak için söylem dışında aktif olarak ne yaptığını sorgularsak "hiçbir şey" cevabıyla karşılaşırız.

Öyleyse mezalimi kim durduracak

1985 yılında Türkiye, İran ve Pakistan tarafından kurulan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Kalkınma İçin Bölgesel İşbirliği örgütünün ardılıdır... 1992 yılında Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Azerbaycan'ı da kapsayacak şekilde genişlemiştir. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler, aynı zamanda İslam İşbirliği Teşkilatı'nın da üyesidir. Bu teşkilata da 57 ülke üyedir. İsrail'in Gazze'deki mezalimine hep birlikte karşı dursalar, herhalde bir sonuç alınırdı ama bu yönde bir girişim yapılmamıştır.

İnsanlar gibi kurumlar da yaptıkları kadar yapmadıklarından da sorumludur.

Bir de Türkiye'ye objektif gözle bakalım... Türkiye'de Ergenekon ve Balyoz davalarında uydurma senaryolarla tutuklanan askerler veya siviller arasında, zamanında tedavi edilmediği için cezaevinde ölenler, şüpheli şekilde kalp krizi, beyin kanaması geçirerek hayatını kaybedenler veya intihar edenler oldu. Sonunda bütün bu davalar düştü. Ölenlere de kalanlara da uygulanan mezalim değil miydi

Bugünkü Türkiye'de CHP ve Zafer Partisi'ne karşı başlatılan hukuk dışı uygulamalar, haksız tutuklamalar, mitinglere katılan üniversiteli gençlerin hukuk dışı olarak cezaevinde tutulması, zulüm değil mi Son olarak Boğaziçi Üniversitesi'ndeki mezuniyet töreninde verilen diplomasını yırttı diye gözaltına alınan gence zulmedilmiş olmuyor mu

Ekrem İmamoğlu'na tutuklandıktan sonra da siyasi yasak da istenen davalar açılması, "diz çöktürmek için" değil midir

Halk TV ve Sözcü TV'nin aynı gün aynı saatte 10 gün süreyle karartılması, TELE1 ile birlikte bu üç kanala yüksek miktarlarda para cezası kesilmesi, mezalim değil midir