Kurbanı, kesmeden önce neden süslerler

Onur Öymen, Hitler döneminde yargının ve basının nasıl kendi rayından çıkarıldığı konusunda önemli tespitler yapmıştı.

"1933 yılının sonlarında Hitler'in Nazi Partisi'nin milis gücü konumundaki S.A.'lar polisin ve yargının denetiminden çıkartıldı, Prusya Adalet Bakanı suç işleyen S.A. mensuplarıyla ilgili soruşturmaları durdurdu. Daha önce mahkûm edilen S.A. üyelerinin affını sağladı. Disiplinsizlik suçları yargıda değil, örgüt içinde çözülecekti. Ayrıca, 10 Şubat 1934 tarihinde bir yasa çıkartılarak gizli polis örgütü Gestapo da yargı denetiminin dışına çıkartıldı.

1936 yılında Adalet Bakanı Hans Frank, 'Hâkimin görevi kurallara veya uluslararası normlara uymak değildir... Hâkimin görevi Nazi Partisi'nin programına ve liderin konuşmalarına göre hukuk kaynaklarını yorumlamaktır' diyordu."

Öymen, Remzi Kitabevi'nden çıkan "Bir Propaganda Silahı Olarak Basın" adlı eserinde de, dünyada ve Türkiye'de sansür, baskı ve yönlendirmeyi incelemiş, Hitler ve onun Propaganda Bakanı Goebbels'in yöntemlerini de ele almıştı:

"Goebbels, 29 Mayıs 1933'te gazetelerin genel yayın müdürlerini toplar. Onlardan istediği açıktır: Basın, ilkelerde tam bir birlik içinde olacaktır. Ancak ayrıntılarda farklı görüşler olabilir. 'Gazeteler hükümetin dilediği gibi çalacağı bir piyano gibi olmalıdır'. Birkaç yıl sonra bu piyanoda Almanya'nın cenaze marşı çalınacaktır."

Almanya, yargı ve medyanın ele geçirilmesiyle bir diktatörün iki dudağı arasına hapsoldu. O diktatör, sadece ülkesini değil dünyayı kana buladı ve sonunda intihar etti.

Nihat Genç, bir iki haftadır, ülke gündemini, dünyadaki gelişmeler açısından yorumlayan yazılar yazıyor. "Uygarlık Yıkılırken" başlıklı son yazısında, Los Angeles yangınında villaları yanan zenginlerin "belediye nerede bizi niye kurtaramadı" şikâyetini hatırlattı:

"Devleti küçülten sizin servetleriniz! Dünyanın en büyük şöhret ve servetlerine sahipsiniz ama belediyeniz üçüncü dünya ülkelerinden daha zayıf! Amerika'nın görünmeyen yüzü budur, bir avuç elit çok yüksek konfor içinde ve geri kalan milyonları düşünen yok! Dünya servetleri bir avuç zenginin eline geçti ve devletlere-uluslararası politikaya tam anlamıyla hakimler! Tarihlerde görülmeyecek bir diktatörlük kuruldu ve insanlık için umudun zerresi yok!

Çünkü neo-liberal sisteme karşı konuşabilecek filozoflar ve yazarları dışlıyor kovuyorlar ve en radikali diye sığındığınız partiler bile sömürgeci şirketlere ağzını açıp laf edemiyor!

Sonunda çöken uygarlığa tüy bile diktiler, Amerikan senatosu, Netanyahu'ya tutuklama emri çıkarttı diye Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne yaptırım kararı aldı!

Yani Amerika soykırım suçu sabit Netanyahu'ya dokunanı yakarız diyor!

İşte Trump efendisi, Grönland'ı da Kanada'yı alacağım diyor ki, Hitler dediğinde dünyayı başına yıkmışlardı! Şimdi politik serzenişten öteye karşı çıkabilecek kimse yok!"

Genç, telefon görüşmemizde de özetle, "Siyonistler, Necmettin Erbakan'ın sana bahsettiği Grace Halsell'in 'Tanrıyı Kıyamete Zorlamak'