"Hırsızlık" bir hak olarak görülürse...

Seçimlerde son bir haftaya girilmişken ortaya atılan hırsızlık, rüşvet, terör örgütleriyle iş birliği veya yabancıların desteğini almak gibi iddiaların, seçmen davranışına hiçbir etkisi olmayacağına dair görüşlere katılıyorum ama benim gerekçem farklı...İddialar, bir hafta, on gün öncesinden değil, 21 yıldır gündemde ve 7'den 70'e hemen herkes, bunların büyük kısmının doğru olduğunu da biliyor. Öyleyse seçmen, neden doğruluğa, dürüstlüğe veya vatanseverliğe, milliyetçiliğe değil de her türlü kötülüğü içinde barındıran seçeneklere oy veriyor Cevaplandırılması gereken soru budur..."Siz ideal olandan bahsediyorsunuz... Öyle temiz bir kadroyu nereden bulacağız" denilebilir ki bu da haklı bir sorudur. Fakat burada esas olan, kaynak suyu gibi arı duru bir kadro değil, siyasi kadroların kendi parti programına ve ideolojisine uygun hareket etmesidir! Kavramları, bizzat savunan siyasi kadrolar kirletmişse, orada hangi idealden bahsedebilirsinizDoğruluk, dürüstlük, ahlâk, vatanseverlik ve milliyetçilik, hatta İslam gibi kavramların içi, bu kavramları savunanlar tarafından boşaltılmıştır. İçi boşaltılan son kavram İslam'dır! Öyle ki "Biz emirleri Allah'tan alıyoruz, karşı taraf ise Kandil'den" gibi tamamen din istismarına ve aldatmaya dayalı ifadeler bile kullanılabiliyor! Artık, hiçbir hukuk kuralı da tanınmıyor. Allah ile aldatmanın dinde de hukukta da yeri yoktur, hatta kanunlara göre bu yönteme başvurmak suçtur ama bunu soruşturabilecek bir adalet sistemi de kalmadı.Sorun şu ki, inanca dönüşmüş fikirler karşısında hiçbir gerçeğin hükmü yoktur... "Hırsızlık kötüdür ama adam rejimi değiştirmek için yapıyor" inancına sahip bir kitleye, 21 yılda 418 milyar dolar tutan ihale komisyonlarının yurt dışına kaçırıldığını belgeleriyle ispat etseniz bile bunun bir önemi yoktur. Zira "kötülüğün fenomenolojisi" devrededir...Bir köşe yazısında konuyu derinlemesine incelemek mümkün değildir ama Uruguay asıllı Fransız şair Comte de Lautreamont, bu durumu veciz bir sözle izah etmiştir:"Yeterince hırsızlık yaparsan, çaldığın paralarla seni aziz ilan edecek bir kilise satın alabilirsin."Tabii bu sözü Türkiye'ye uyarlarsanız, mesela "Yeterince hırsızlık yaparsan, çaldığın paralarla seni Tanrı yerine koyacak bir din kurabilirsin." diyebilirsiniz... Buradaki dinin yerine siyasi partiyi de koyabilirsiniz...Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü hocalarından Prof. Dr. Mehmet Zeki Duman, 2019'da Malatya'da düzenlenen III. Sosyoloji ve Ekonomi Kongresinde, "Peter L.