Gördünüz mü Türkiye Yüzyılını

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Aile ile İlgili Güncel Meseleler Çalıştayı"nda bir konuşma yaptı ve çalıştayda "Türkiye'deki demografik değişim"in de ele alınacağını bildirdi. Böylece, Diyanet İşleri Başkanı'nın şahsında devlet, Türkiye'de artık demografik yapının değiştiğini itiraf etmiş oluyor!

Diğer haber ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dan... Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti, Türk, Kürt, Arap, Sünni, Alevi ayrımı olmadan 85 milyonun tamamının ortak yurdudur. Bu millet bizim, bu ülke hepimizin." dedi.

Bu durumda, Türkiye yüzyılı nasıl olacak; bakalım...

Bilindiği gibi Anayasa'nın 66'ncı maddesinde vatandaşlık tanımı, "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür." diye yapılmıştır. Erdoğan'ın açıklaması, Anayasa'ya temelinden aykırıdır ama kendisinin, "Milletin çeşitliliğine dayanan Anayasa yapacağız" vaadiyle ve Malazgirt Zaferi'ne ortak çıkarmasıyla uyumludur.

Yıllardır bu konularda uyarılar yapıyorum. Açılımın Şifreleri adlı kitabım da tamamen bu konularla ilgilidir. Birkaç hatırlatmada bulunayım...

Avrupa Birliği, Hollandalı tarihçi Erik Zürcher'e, Türkiye'nin çok uluslu bir devlet haline gelmesi ve Türk dili ve kültürüne bağlı devlet yapısına son vermesi için bir kitap yazdırdı...

Korkut Özal, 2008 yılı Kasım ayında, Ali Kırca'nın Siyaset Meydanı programında, ağabeyi Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanı iken kendisine Türkiye'nin adının "Anadolu Cumhuriyeti" olarak değiştirilmesinden söz ettiğini açıkladı!

Daha önce de Altemur Kılıç, Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanı iken kendisine bir harita göstererek Türkiye ile Irak'ın kuzeyinin bir konfederasyonda birleşebileceğini söylediğini yazdı.

Abdullah Öcalan ise önceleri "Demokratik Cumhuriyet" diyordu... Öcalan, sonradan kavramı "demokratik özerklik" şekline dönüştürdü ve nihayet "demokratik konfederalizm" demeye başladı.

PKK adına Murat Karayılan, 2003'ün Nisan ayında, Kandil'de Türkiye'den giden gazetecilere "Şematik açıdan Demokratik Konfederalizm ile Yeni Osmanlıcılık arasında benzerlik olabilir. Sınırların hafifletilmesi, Arap, Kürt, Türk'ün birlikte yaşaması falan, bu açılardan benzerlik vardır. Ama biz Orta Doğu'da halkların demokratik bir biçimde bir arada yaşamasından yanayız" diyerek neyi hedeflediklerinin altını çizdi.

Öcalan, Karayılan veya PKK'lı yazarların ortaya koyduğu bu anlayış, 22 İslâm ülkesinin haritasının değiştirilmesi demek olan ABD'nin Büyük Orta Doğu Projesi ile birebir örtüşmekteydi.

Diğer taraftan İngiltere'nin Birinci Dünya Savaşı öncesinde planladığı, Mustafa Kemal'in dehasına çarparak rafa kaldırmak zorunda kaldığı "4'lü Konfederasyon Modeli"ne göre Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu ve Orta Asya diye dört federasyon oluşturulacak, tamamı "ılımlı bir halife" şemsiyesinde, yönetilecekti.

Orta Doğu Birleşik Devletleri Senaryosunu ise Bernard Lewis, 1996 yılında İstanbul'da kısmen açıkladı, Talabani de "Hayalim, İstanbul'un başkent olduğu Orta Doğu Birleşik Devletleri" dedi.