Ekonomi kimin oyun alanı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ankara'da "Finansal Okuryazarlık Platformu Tanıtım Toplantısı"nda, "Hani 'Borsa'da oynuyor bizimki' derler ya, borsa bir oyun alanı değil" dedi.

Şimşek, "Finansal okuryazarlığın müfredata eklenmesi için Millî Eğitim Bakanlığı ve Sermaye Piyasası Kurulu ile çalışıyoruz. Vatandaşlarımızın kaynaklarını hibe etmesini değil, sermaye piyasalarına yönlendirmesini tercih ederiz" diye konuştu...

Burada akla gelen soru şudur:

-Borsa oyun alanı değil de ülke ekonomisi, oyun alanı mıdır

Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik krizin yapısal sebepleri var. İthalata dayalı ihracatın artması, bu işlerle uğraşanları zengin edebilir ama ülke ekonomisi fakirleşir. Zira ithalat har zaman ihracattan fazladır. Sanayi üretimi arttıkça, ithalat yapan ülkeleri zenginleştirmiş olursunuz. Aslolan kendi bilgi birikiminize dayanarak üretim ve ihracat yapmaktır. Ham maddeyi dışardan alsanız bile ürettiğiniz malın değeri ham maddenin değerini kat kat artıracağı için kâra geçersiniz.

Diyelim ki sigara üreteceksiniz; geçmişte kendi markalarınız vardı ve dışarıya satmasanız bile iç pazar elinizdeydi... Özelleştirme süreci sonunda şöyle bir tablo ortaya çıktı:

Tütün Türkiye'de üretiliyor ama içine ithal tütün de katılıyor... Fabrikalar da Türkiye'de ama sahipleri yabancı... Her sigara, yabancıya para kazandırıyor!

Bırakın sigarayı, Anadolu'nun kaynak sularını içerken bile yabancılara kazandırıyoruz!

Siyasi iktidar, "faiz sebep, enflasyon sonuçtur" diyerek faizleri düşürüyor. Enflasyon sebebiyle cebindeki Türk Lirası olan herkes, dövize yöneliyor. Böylece, siyasi iktidar, Dolar ve Euro'nun asıl sahibi olan ülkelerin ekonomilerine hizmet etmiş oluyor.

İktidar, bütçe açığını dış borçla kapatmak zorunda kalıyor ve yabancı finans merkezlerine faiz ödüyor.

Dışarıdan para bulunamadığı için Kur Korumalı Mevduat Hesabı icat ediliyor. Yabancı parası olanların parasına para katılıyor, bu parayı da mecburen Türk Lirası'nda kalanlar ödüyor.

İktidar, inatla emekli maaşlarına enflasyon oranında zam yapmayarak, sefaleti büyütüyor.

Şimdi böyle bir ülkede, vatandaşa borsada nasıl yatırım yapacağını öğretmek bir çözüm müdür

Para, bir ülke ekonomisinin kanı gibidir. İnsan vücudunda kanın görevi neyse, ülke ekonomisinde de paranın görevi odur. İnsan kan kaybettiği zaman, kan nakli yapılabilir ama bir süre sonra vücut kendi kanını üretir, yabancı kanı damarlarından atar. Zaten kan nakli, ancak trafik kazası veya yaralanma gibi durumlarda yapılır...

Türkiye'de ise ekonominin vücudunda dolaşan kan, yani paranın büyük kısmı yabancıdır. Vatandaşları, devamlı olarak yabancı paraya yatırım yapan bir ülkenin ekonomisinin düzelmesi mümkün değildir. Enflasyon da düşmez, döviz fiyatları da...

Zaten bu düzen ahmak tuzağıdır. Küresel finans sahipleri oyunu böyle kurgulamıştır.

David C. Korten "When Corporations Rules the World" adlı araştırmasında yıllar önce bu durumu incelemişti: