"Dışlayıcı" kim

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Oğuzhan Uğur'un programında, anayasanın 66. maddesindeki Türk vatandaşlığı tanımını değiştireceklerini açıkladı ve "Şu anda bizim anayasamızda vatandaşlık tanımı çok dar ve dışlayıcı bir tanım. Anayasada şu an 40 yerde Türk kelimesi geçiyor. Ama vatandaşlık tanımıyla ilgili bizim çok daha kapsayıcı ve kucaklayıcı bir vatandaşlık anlayışına sahip olmamız gerekiyor. Kim o anayasayı okusa 'Evet ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım' demesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.Kısacası, Babacan "Türk Milleti" kavramını "dışlayıcı" olarak görüyor!Babacan'a ilk tepki AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin'den geldi. Zengin, "Rahatsız edici... Türkiye'de vatandaşlık tanımıyla bir itiraz yok. Vatandaşlık tanımı üzerinde konuşmak kolay olmamalı" dedi.Özlem Zengin, kendisiyle aynı görevde bulunmuş, yani AKP Grup Başkanvekilliği yapmış Ayşenur Bahçekapılı'nın, "Anayasayı değiştireceğiz ve vatandaşlıktaki Türklük tanımını kaldıracağız. Yoksa demokratikleşmeyi yapamayız. Vatandaşlık tanımı da değiştirilecek. Herkes kendi etnik kökenini ifade edebilecek ve üst kimlik olarak 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım' diyecek. İşte bu, sorunu çözer" sözlerini herhalde hatırlıyordur...Bahçekapılı, bu sözleri, Anayasa görüşmeleri sırasında söylemişti. Yıl 2009 idi. Özlem Hanım ise 14 yıl önce milletvekili değildi ama 40 yaşına yakın bir avukattı...Bu tartışmayı, ilk olarak, sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal başlatmış, Tayyip Erdoğan da Başbakan iken devam ettirmişti. Turgut Özal, "Türk dediğin nedir ki" demişti... Erdoğan ise birkaç yıl, "Türk kimliği" yerine "Türkiyeli kimliği"ni savunmuştu.Erdoğan, bu söylemi terk etti ama başdanışmanı Mehmet Uçum, 30 Aralık 2015 tarihli yazısında, "1924''le birlikte Kuruluş Felsefesi''ne geçildi ve bu Kuruluş Felsefesi -- dışlayıcı ve baskıcı -- ulus yaklaşımı üzerine kuruldu. Bu felsefeden ise, tek etnik ve lengüistik (dilsel) kimlik esaslı Türk Milleti ideolojisine dayanan devlet pratikleri çıktı.Kuruluş Felsefesi, 2002'den itibaren Türkiye Toplumu tarafından tasfiye sürecine sokuldu. Yani, dışlayıcı ve baskıcı Türk Milletinden kapsayıcı ve özgürleştirici Türkiye Milletine geçiş sürecinde Kürt sorununun kalıcı çözümünün gerçekleşeceği bir siyasal realite söz konusudur. Gerçekten de Türkiye Toplumu, özellikle AK Parti hükümetleriyle birlikte bir Türkiye Milleti inşa süreci yürütüyor." diye yazmış ve bu söylemi daha sonra da tekrarlamıştı.Bu tür görüşleri ilk seslendiren kişi, PKK terör örgütünün başı Abdullah Öcalan'dır. Öcalan, çözüm sürecinde "Atatürk