Devlet aklı değil, BOP aklı!
Televizyonlarda, Devlet Bahçeli'nin "Abdullah Öcalan gelsin, Meclis'te konuşsun" önerisinin "devlet aklı"nın ürünü olduğu, "PKK enstrümanını ABD'nin elinden almak için" devletin böyle bir karar aldığına dair yorumlar yapılıyor!
Keşke öyle olsa...
Bir defa devletin geliştirdiği ortak bir akıl yoktur. Bazı kurumlarda politika üretilir ama bu politikalara devlet aklı demek mümkün değildir.
Millî bir devlet aklı olsaydı, Irak ve Suriye'nin parçalanmasına izin vermez, Kıbrıs'a müdahale sırasında Türkiye'ye petrol ve askerî teçhizat yardımı yapan Kaddafi'nin çapulcular tarafından öldürülmesine sebep olmazdı!
Millî bir devlet aklı olsaydı, bazı kurumların, PKK'yı ve FETÖ'yü kuruluş ve gelişme aşamalarında himaye etmesine sonra da ABD'nin kullanmasına yol vermezdi...
Biz de yazıyorduk ama Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı yapmış, emekli Orgeneral İsmail Hakkı Pekin, yakın bir zamanda "Türkiye'de bir derin devlet vardır ama bu Amerikan derin devletinin uzantılarıdır. Millî bir derin devlet yoktur. Derin millet vardır. Türkiye'nin millî bir derin devleti olsaydı, 1970-1980 arasındaki olayları, 12 Eylül'ü ve diğer müdahaleleri ve 15 Temmuz'u yaşamazdık" demedi mi
Öyleyse yapılan iş nedir
Kumardır! Devletin ve milletin geleceğini kumar masasına sürmektir!
Emekli Gazi Emniyet Müdürü ve Avukat Fatih Eryılmaz da CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "'Bahçeli el yükseltti' diyorlar. Ben de el yükseltiyorum. Kürtlere bir devlet teklif ediyorum. Tüm Kürtleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sahibi yapalım" sözlerine cevaben, "Türk Milleti ve Türk vatanı sürekli el yükselttiğiniz, kumar masasına sürebileceğiniz malınız değildir. Türk devletini, Türk milletine geri vereceğiz" dedi.
Bu arada Bahçeli'nin çağrısının ardından Abdullah Öcalan'a uygulanan tecrit de sona erdi. DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan, "23 Ekim tarihinde İmralı Ada Hapishanesi'nde Sayın Öcalan ile görüşme gerçekleştirdim. Abdullah Öcalan 'Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim' dedi..." diye bilgi verdi.
Başından beri PKK'nın stratejisi de sorunu hukuki ve siyasi zemine çekmek değil miydi
1995 yılında Genelkurmay Başkanlığı, "Politik-Askerî Durum Değerlendirmesi" başlıklı bir belge hazırladı. Belgede, terör örgütünün "Dört aşamalı hedef stratejisi", özetle şöyle ifade ediliyordu:
-Bölücü terör örgütü, ilk aşamada, kültürel ve sosyal bazı hakların temin edilmesini,
-İkinci aşamada özerk veya federasyon tipi bir yönetim sisteminin oluşturulmasını,