Ankara'ya bu heykeli mi dikseydik
Ermeni tehciri yapılmasaydı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Doğu Karadeniz, daha 1915'te tamamen kaybedilecek, İstiklal Savaşı bile yapılamayacaktı. Çünkü Erzurum ve Sivas kongreleri toplanamayacak, Doğu cephesi hiç kurulamayacaktı!
Bu sebeple, Talat Paşa'nın, Orta ve Doğu Anadolu'da cephe gerisinde sivil halkı katleden Ermeni çetelerine karşı kesin çözüm olarak, Osmanlı vatandaşı Ermenilerin büyük kısmını, o zaman Osmanlı toprağı olan Suriye'ye göndermesi stratejik bir karardı.
Talat Paşa, 15 Mart 1921 günü Berlin'de bir Ermeni tarafından şehit edildi; naaşı 25 Şubat 1943 sabahı Sirkeci Garına getirildi ve Hürriyet-i Ebediye Tepesinde defnedildi. Talat Paşa'nın ailesine 1926 yılında çıkarılan kanunla ev verildi ve şehit maaşı bağlandı.
Talât Paşa'nın şehadet haberi Mustafa Kemal Atatürk'e ulaştığında, büyük önder, gözyaşlarına hâkim olamadı ve "Vatan büyük bir evladını, inkılap büyük bir teşkilatçısını kaybetti." dedi.
DEM Parti Mardin Milletvekili George Aslan'ın, TBMM kürsüsünde, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın Talat Paşa anıtı yaptırmasını eleştirerek Talat Paşa'dan "katil" diye söz etmesine hiç şaşırmadım, çünkü Talat Paşa, Büyük Ermenistan hayalini bitiren adamdır!
CHP'li Meclis Başkanvekili Tekin Bingöl ise milli kahramana yapılan hakarete cevap vereceğine ve tedbir uygulayacağına, tepki gösteren İyi Parti milletvekili Şenol Sunat'a üslup uyarısında bulundu! Bingöl'ü uyaran İyi Parti milletvekili Yasin Öztürk'e ise AKP ve CHP oylarıyla kınama cezası verildi. MHP, böyle bir konuda çekimser kaldı!
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Talat Paşa'nın Abide-i Hürriyet anıtındaki mezarını ziyaret ederek, çelenk bıraktı. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da ABB Başkanı Mansur Yavaş'ın Ankara'da yaptırdığı Talat Paşa anıtına çelenk bıraktı.
Bu olay, DEM Parti'nin gerçek kimliği konusunu ve CHP'nin düştüğü durumu konuşmak gerektiğini gösterdi. Bugünkü DEM Parti'nin önceki formu olan HDP'nin 2015 seçim bildirgesinde "Soykırım ve katliam yapılan halklardan devlet adına özür dilenecek. Devlet tarafından el konulmuş vakıf malları iade edilecek, devletin tasarrufundan doğan maddi zararlar tazmin edilecek" denilmişti.
HDP Şişli örgütü ise aynı yıl 19 Mayıs'ı kutlamak yerine, Yunanistan'ın yaptığı gibi bu günü "19 Mayıs Pontus Rum Soykırımı Anma Günü" olarak ilan etmişti. HDP, 353 bin Rum öldürüldüğünü, 1 milyon 250 bin Rum'un mübadeleyle sürgün edildiğini ifade ederek, "Bu acı hepimizin" mesajı vermişti. Oysa mübadele, bir anlaşma ile gerçekleşmişti.
Birinci Dünya Savaşı sürecinde şehit olan beş milyon Türk evladından bahseden bile yoktu.
"Kürtlerin temsilciliği" iddiasındaki HDP, Ermenistan ve Yunanistan taleplerini seslendiriyordu!
HDP, 2015'te "Demokratik özerkliği Türkiye'nin her yerinde hayata geçireceğiz, demokratik yerinden yönetim modelleri kuracağız" diyordu. DEM Parti'nin talebi de budur.