23 Nisan 1920, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış günü olarak Türk topraklarında millet egemenliğini hâkim kılmanın en önemli adımıdır. Her ne kadar Cumhuriyet'in ilan edildiği 29 Ekim 1923 günü en büyük bayram olarak kabul edilse de 23 Nisan 1920, bu en büyük günün meşru temeli olmuştur. Bu itibarla Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı mevkiinde bulunan zat, o gün törenlere mazeretsiz veya gerekçe belirtmeden katılmıyorsa, 23 Nisan 1920'de yapılanlara itirazı var demektir. HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, 24 Nisan Ermeni tehciri gününün yıldönümü için 23 Nisan'a denk getirecek şekilde "Ermeni soykırımı" iddialarının tanınması için kanun teklifi verirken, "Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan etnik ve dini gruplar arasında önemli nüfusa sahip halklardan biri de Ermenilerdi. Talat, Enver ve Cemal Paşalardan oluşan cunta, Osmanlı İmparatorluğu dağılırken, tek kimliğe dayalı bir ulus inşa etmek amacıyla, Müslüman olmayan halkları sürmeye karar verdi." diyerek Türkiye'nin kuruluş felsefesine karşı tavır sergiledi. HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da TBMM Genel Kurulu'nda 23 Nisan özel oturumunda "En köklü ve hayati sorun olan Kürt sorununu çözmeyen çözemeyen bir Cumhuriyet istemiyoruz. Bizim ihtiyacımız 'Demokratik bir Cumhuriyet'tir." dedi. Örgütün başı terörist Abdullah Öcalan, "Demokratik Cumhuriyet"i "Türk, Kürt, Arap özerk bölgelerinden oluşan bir konfederal devlet!" olarak tanımlıyor! Böyle bölecekler ki Büyük Ermenistan kurulsun! TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Garo Paylan'ın, kanun teklifini, içtüzük hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle iade etti. AKP sözcüsü Ömer Çelik de "Bu, ahlaksız bir tekliftir. Hiç kimse milletimize soykırım iftirası atamaz." dedi. Aynı Ömer Çelik 2013 yılında Moskova'da iken bir çağrı yapmış ve "Geçmişte yapılan bazı yanlışlıklar yüzünden ülkemizi terk etmiş Hristiyan ve Yahudiler var. Hepsine 'Ülkenize geri dönebilirsiniz' diyoruz." demişti. Tayyip Erdoğan da "Yıllarca bu ülkede bir şeyler yapıldı. Farklı etnik kimlikte olanlar ülkemizden kovuldu. Acaba kazandık mı Bu aslında faşizan bir yaklaşımın neticesiydi." diye konuşmuştu! Yunan basını, bu sözleri "tarihî itiraf" başlığı ile yayınlamıştı. 57'nci Hükümet döneminde ise her etnik gruba kendi siyasi kaderini