Geçen hafta 30 Ağustos'u kutladık; zafer, "Zafer benimdir" diyenlerin bayramıydı. Ve hemen ertesinde spor sahalarında devam etti zafer haftası. Spor, modern çağın savaşı aslında. Etik unsurları barındırsa da ülkelerin güç gösterisi uluslararası platformda. Ve bizim çocuklar inanılmaz bir 3-4 güne imza attı.
Basketboldan başlayayım; Avrupa'daki en zorlu rakiplerden birini Sırbistan'ı devirdiler. Alperen yıldızlaştı, Ergin Ataman tüm hünerlerini ortaya koydu. Şimdi rakip İsveç, geçersek çok farklı noktalara gideceğiz. Gelgelelim, toplumun bir bölümü mutlu olmadı. Niye Ergin Hoca'yı sevmiyorlarmış! Tanıdığım en koyu Atatürk milliyetçisi isimlerden. ok severim ayrıca. Gerçi sevmenize gerek yok, onu da evlatlarını da kutlayın, saygı duyun yeter.
Voleybolda da aynı sorun var. M.Akif Üstündağ'ın başkanlığında Santarelli'nin yönetiminde Ebrar'ı, Eda'sı, Vargas'ı, Zehra'sı ile tarih yazıyorlar Dünya Şampiyonası'nda. Bugün Ferhat Hoca'nın çalıştırdığı Japonya ile kapışacağız. Ama voleybolda da "istemezük" havası var. Kimi Akif Başkan'a kızıyor, kimi Ebrar'ın saçlarına, kimi Vargas'a takılmış, Eda da birilerinin kara listesinde. Yapmayın, kızlar da 12 Dev Adam gibi bu ülkenin gururu, üstelik başarılı kadın profilleri nedeniyle rol modeli.
Ve futbol; Gürcistan'ı Tiflis'te 3-2 ile geçtik. Transferin yıldızları Kerem ve Uğurcan harikalar yarattı. Ama maçı geride bırakan dedikodular çıktı. G.Saraylılar Kerem'i, F.Bahçeliler