Futbol ve 31 Mart

31 Mart yerel seçimlerinde CHP büyük bir sıçrama yaptı. Yüzde 25'lik cam tavanı kırdı, 14'ü büyükşehir 21'i il, 337'si ilçe ve 48'i belde olmak üzere toplamda 420 belediye başkanlığı kazandı. Özellikle de İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Balıkesir, Adana, Mersin, Muğla, Denizli, Aydın gibi katma değer yaratan coğrafyanın hâkimi artık genel başkan Özgür Özel. Bu oranın üretim ve ciro bağlamında yüzde 80'leri geçtiğini söyleyebiliriz.

Şimdi, bu yerel yönetim sonuçlarının spor, özellikle de futbolla ne ilgisi var diyeceksiniz. Elbette olmamalı ancak Türkiye'de spor siyasetle o kadar iç içe ki ister istemez yerel seçimler spora önümüzdeki 4-5 yıl boyunca yön verecek. Öncelikle artık TFF Genel Kurulu'nda sadece merkezi iktidarın direttiği isimler, yarışa Saray onaylı listeyle giremeyecek. Örneğin futbola merakı olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, demokratik bir seçim olması bağlamında bir adayı destekleyebilir, keza Zeydan Karalar ve Vahap Seçer de öyle. CHP'nin yerel seçimdeki zaferinden Süper Lig delegeleri çok etkilenmeyebilir ama alt liglerin büyük bölümü belediyelerin desteğiyle ayakta duruyor. Merkezi yönetimden çok yerel yönetimlerin 'rica' edeceği isimlere imza vereceklerdir TFF genel kurulunda. O yüzden Hasan Doğan'dan beri süre gelen 'tek aday' dayatması artık Türk futbolunda bitmiştir.

Elbette CHP genel merkezinin, AKP gibi davranmayacağını, futboldan gelen -zaten camianın içinde olan- adayları destekleyeceğini, işin suyunu çıkartmayacağını tahmin ediyoruz. Belki bu rahatlama ile Saray da elini çeker futbol yönetiminden, "Ne sağcıyım ne solcu, futbolcuyum futbolcu" diyenler topa girer, en azından federasyon yönetimlerinde AKP-MHP ilçe yöneticileri at koşturamaz. Günün sonunda top yuvarlaktır, nereye gideceğini iyi bilir.