Üç bakanlık, üç skandal!

2024-2025 eğitim öğretim dönemi sorunlarla başladı. Özel okullardaki "fırsatçılık" bir yana velilerden toplanan parayla dışarıdan hizmet alımı gerçekleştirmeyen binlerce devlet okulunda genel temizlik, hijyen ve tuvalet sorunu tavan yaptı. Her gün ayrı bir okuldan yükselen, "Çocuğumuzu dersliğe mi, çöplüğe mi gönderiyoruz belli değil" isyanı MEB'in kalın duvarlarından da duyulmuş olsa gerek Bakan Yusuf Tekin, 30 bin hizmet personelinin alınacağını, okullardaki temizlik sorununun çözüleceğini duyurdu. "Biraz geç kalmadın mı" demek lazım sayın bakana! Gerçi bu 30 bin personel alımı sadece plansızlığın göstergesi değil, zorla dayatılan "toplum yararına çalışan personel" modelinin çöktüğünün de kanıtı.

Geçen gün gencecik bir kadın polis Şeyda Yılmaz alnından vurulup şehit düştü. Katil, aralarında gasp, cinsel taciz, yağmacılık gibi ağır cezalık suçları da içeren tam 26 olaya bulaştığı halde hapis cezaları üst mahkemede beklediği için dışarıda dolaşan bir cani. Sokak TV'sinde iktidarı eleştiren Dilruba Kayserilioğlu'nu içeri atmak için sosyal medyayı santim saniye araştıranlar, Faceebok sayfasında "polis öldürmek" üzerine yayınlar yapan sabıkalıyı nedense görmüyor! Demek ki Adalet Bakanlığı da tıkanmış tıpkı MEB gibi!

Geçen haftanın bir başka skandalı, Yunan sahil güvenlik teknelerinin kıyılarımızda cirit atmasıydı. Önce Bodrum Akyarlar'da mülteci botu takibini abarttılar, denize girenlerin 3-5 metre yanına kadar geldiler, hiçbir şey olmamış gibi tornistan Kos Adası açıklarına geri döndüler. Ne radarlar ses çıkardı bu ihlale ne İHA'lar, SİHA'lar. Eskiden kuş uçsa kalkan F-16'lar da yoktu. Aradan iki gün geçmeden bu kez aynı hücum bot yine aynı bahane ile Datça kıyılarına geldi. Bu kez işi abartıp sahile çıktılar. Bir bayrak dikmedikleri kaldı!

Savaş çıkartın, demiyoruz ancak ilk karasuları ihlali sonrası gereken notalar verilmez, ayrıntılı hesap sorulmaz. Hatta Kos, Midilli, olmadı Meis üzerinde F-16 uçurup eşitlik ilkesi işletmezseniz yarın öbür gün elimizde kalan 3-5 ada da gider! Demek ki cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, sadece MEB ve Adalet Bakanlığı'nın değil, Milli Savunma Bakanlığı'nın da içini boşaltmış. Üstelik eski bir general Yaşar Güler'in bakanlığında!

KILIÇDAROĞLU'NUN DEDİKLERİ!

CHP'nin 7. genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçen hafta TV100'de gündemi değerlendirirken normalleşme konusundaki tavrını da bir kez daha belli etti, "Saray'la normalleşme olmaz, mücadele olur iktidara gelmek istiyorsak" cümlesiyle. Dönem dönem Erdoğan'a sert muhalefette bulunan Devlet Bahçeli, Numan Kurtulmuş, Meral Akşener ve Sinan Oğan'ın normalleşip uysallaştığını ve bu tavrın CHP ile bağdaşmayacağını söyledi.

Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş'ın olası cumhurbaşkanı adaylığı meselesinde de tam ortada durduğunu, eski genel başkan kimliğiyle taraf olmayacağını ifade etti. Bu açıklamalar partide birilerini rahatsız etse de Kılıçdaroğlu'nun siyaset birikimi değişim sancıları yaşayan CHP için önsöz niteliğinde;