Terör yokluyor!

Terör 9 gün arayla 2. kez yokladı İstanbul'u. Önce Santa Maria İtalyan Kilisesi, şimdi de Çağlayan Adalet Sarayı. İlkinde saldırganların silahı tutukluk yaptı, dünkü girişimde nöbetçi polislerin aşırı dikkati kapsamlı bir terör olayının önüne geçti. Eğer saldırganlar polis barikatını aşıp adliyenin X-Ray'le giriş yapılan bölümüne erişse bugün onlarca kayıptan söz ediyor olabilirdik. Çünkü salılar adliyenin duruşma günüdür.

Peki, teröristler nasıl ellerini kollarını sallaya sallaya adliyeye kadar gelebiliyor Öncelikle bu soruyu, geçen yıl bu zamanlar katıldığı bir etkinlikte, "Size söz; 29 Ekim 2023'e kadar bu ülke sınırları içerisinde bir tek terörist kalmayacaktır. Hangi mağarada kalıyorlar, ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz" diyen eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yanıtlasın. Demek ki İstanbul'da cirit atıyor her görüşten, her fraksiyondan sayısız terörist. Santa Maria'ya saldıranların neredeyse tamamı ithaldi. Kimi kot atölyesinde düğmecilik, kimi Kapalıçarşı'da işletmecilik yapıp oturma izni almışlar. Adliye saldırganları ise DHKP-C adına eylem yapmaktan sabıkalı; yani potansiyel failler! Eğer bile bile lades durumu söz konusuysa yaklaşan seçimler öncesi hepimiz risk altındayız demektir.

GÜCÜ SİMİTÇİYE YETTİ

Geçen hafta, Ankara'da simit fiyatı 10 TL'den 15 TL'ye yükseltilmişti. Aradan iki güç geçtikten sonra Ankara Pideciler ve Simitçiler Odası Başkanı Savaş Delibaş, Ticaret Bakanlığı'nın isteğiyle zammı geri çektiklerini duyurdu. Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, makamına çağırdığı Delibaş'ı azarlamış, oda başkanı da mecbur kalmış geri adım atmaya.

Demek ki istenirse fiyatlar ayarlanabiliyor. Şimdi Sayın Bakan Yardımcısı Gürcan'la, Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat'a açık çağrıdır; madem simitteki fiyat artışını durduruyorsunuz, piyasada da fiyat istikrarını sağlayın. Örneğin büyük işletmecileri bakanlığa bir davet edin, bakalım simitçi gibi geri adım atacaklar mı Örneğin AKP'lilerin sıkça gittiği Çukurambar'daki pastaneden başlayabilirsiniz! Geçenlerde dört pasta, iki çay, iki kahve ve suya 1500 TL vermiş bir milletvekili! "Bu paraya Meclis lokantasında 20 kişiye yemek ısmarlardım" dedi.

MB KRİZİNİN PERDE ARKASI

Geçen hafta piyasalar kapandığında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) başkanı değişti. Hafize Gaye Erkan, mesai bitimiyle birlikte görevden affını istediğini açıklarken bir saat sonra yayımlanan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasını taşıyan Resmi Gazete'nin ilgili sayısında Merkez Bankası (MB) başkanının görevden alındığı duyruldu. Oysa geriye dönük MB değişikliklerinde kullanılan üslup (en azından Erdoğan döneminde) görevden affın kabulü şeklindeydi. İlk soru işareti bu. İkinci soru işareti Erkan'ın koltuğunu kaybetmeden önce neredeyse bir ayı bulan ABD yolculuğu. Ülkenin para politikasını yöneten bürokratın makamından bu kadar uzun ayrılması zaten bir kopuş işaretiydi. Evet, Erkan görevinden alındı veya ayrıldı bilinmez, ancak bir gerçek var ki Erdoğan, kiralardan yakındığı günden bu yana MB başkanı ile bırakın konuşmayı yüzüne dahi bakmıyordu. Özel hayatı ile ilgili gelişmeler de ne tesadüf bu röportaj sonrası birden kamuoyuna servise edilmişti.