Lübnanlılar Türkiye yolunda!

İsrail, Hizbullah'ı bahane ederek Lübnan'a kara harekâtı başlatınca bölgeden kaçan on binler ülkenin doğu ve kuzey sınırına yöneldi. Başbakan Necib Mikati, şu an için 100 bin civarındaki bölgesel göçün 1 milyona ulaşabileceğini duyurdu. Lübnanlıların ilk adresi Suriye, çünkü göçer grubun bir bölümünü Esad rejiminden kaçan çifte vatandaş Suriyeliler oluşturuyor. Ne var ki İsrail'in orantısız saldırganlığının Şam'a sıçraması halinde sığınılacak güvenli liman Türkiye gibi duruyor. Üstelik Suriye'den bakıldığında, Türk toprakları "elini kolunu sallayanın girebileceği" bir kara parçası. Şimdi, "Din kardeşlerimize kapımız açık" diyenler olacaktır, ancak şu an Türkiye'nin bırakın yüz binleri bir tek sığınmacıyı ağırlayacak gücü yok. Güney sınırından ülkeye giriş yapanların büyük kentlere yöneleceği düşünülürse bugün 30 bin liralık ev kirası anında 60 bin TL'ye çıkar! Aynı fiyat artışının arztalep dengesi göz önünde bulundurulduğunda zorunlu olarak gıdaya yansıyacağı da yadsınamaz bir gerçek. Umarız, Lübnanlılara da "Buyur gel" demeye hazırlananlar, yeni sığınmacı akınını Ksenofon'un MÖ 400'de yazdığı Anabis kitabındaki fantastik on binler göçü ile karıştırmıyordur.

DEVLET ELİYLE!

Cep telefonu operatörlerinin sözleşmeleri sona eren müşterilerine yaptığı ve yüzde 300'leri bulan zam Türkiye'nin gündemi. Fiyatları artırırken dünyanın en hızlı internet sıralamasında 160 ülke arasında ilk 100'e girememenin utancını bile yaşamıyorlar. Hem en yavaş hem en pahalı!

Üstelik söz konusu firmalar geçen yıldan bu yana çalışanlarına yüzde 40 civarında maaş artışı vermişken müşteriye "utanmadan" yüzde 300'lük zammı dayatabiliyorlar. İşin en üzücü yanı artışların "devlet" denetiminde yapılması. Çünkü, Turkcell ve Telekom Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki Varlık Fonu'na ait! Üst yönetimlerinde de Şenol Kazancı, Ayşe Nur Bahçekapılı, Serdar Çetin, Salim Arda Ermut, Boğaziçi Rektörü Naci İnci var. Ama sesleri çıkmıyor, hepsi yandaş! Diğer devlet kurumu BTK ise sabit hatlardaki fahiş artışlara karışabildiği halde mobil ve internet hatlarındaki vicdansız artışa şerh koyamıyor. Güçleri yetmiyor anlaşılan. Her topa giren, rekabet kurulu ise sessiz! Şimdi "Yetki alanı değil ki" diyenler olabilir, ancak iletişimin 2-3 firma tarafından tekelleştiği günümüzde, bu "tek el"in vurgun aygıtına dönüşmesine birileri umarız engel olur.

BANKA KARTI MESELESİ!

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, banka ya da kredi kartı ile ödeme imkânı sunmayan veya farklı fiyat isteyen işletmelere cezai işlem uyguladıklarını duyurdu. Özellikle küçük esnafı vuracak bir karar. Elbette Türk Lirası bu kadar değer kaybetmişken kartlı ödeme vazgeçilmezimiz. Ancak ağırlıklı olarak Tekel ürünleri denen sigara ve içki satanlar nakit satış yapamayınca kârlarının önemli bölümünü bankalara POS cihazı komisyonu olarak veriyor. Bu oran yüzde 4 ile 7 arasında değişiyormuş! Geçenlerde market sahibi O.K., cihazı göstererek "Bir yardımcı eleman alıp sigortalı çalıştırsam bu aletten daha ucuza gelecek. Sigaranın kârından fazlasını bankaya komisyon ödüyorum" dedi. Yurttaşa, emekliye, emekçiye gücü yeten Maliye Bakanı Şimşek'in gücü ne yazık ki ülkedeki ekonomik krize karşın kâr rekorları kıran bankalara yetmiyor, madem vergi takibi için kart zorunluluğu getiriyorsun, o zaman Bankalar Birliği'ne, "POS cihazındaki komisyonları yüzde 1'in üzerinde alanlara yaptırım uygularım" diyeceksin!