Özgürlük, uygarlık ve sanat şairidir Tevfik Fikret. Doğduğu, unutulmaz eserlere imza attığı ve son nefesini verdiği İstanbul da onun özel ilgi alanıdır. "Sis" şiirinde ise nefret ve kentin çürümüşlüğüne duyulan öfke vardır:
"- Doğu'nun öteden beri imrenilen eski kraliçesi!
- Ey kapkara damlarıyla ayağa kalkmış birer matemi temsil eden harap ve sessiz evler
- Katil kuleler, kaleli ve zindanlı saraylar"
Ve daha nice tanımlamalar...
İşte Tevfik Fikret'in tarif ettiği bu yozlaşmışlık şimdilerde Haliç'te imar yoluyla zirve yapıyor. Çünkü yine Fikret'in şiirinde dediği gibi, "bir el" dünya mirası Haliç'in tarihi dokusuna, üstelik sit alanıyken son ve öldürücü hançeri sapladı.
Geçenlerde açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı Tershane Otel'in etrafındaki rezidanslar bitmiş, birkaç aya sahiplerine teslim edilecek. Haliç'e kıyı yalı daireleri de Arap coğrafyasından bavul bavul para getirecek müşterilerini bekliyor. Tapu vermiyor Rixos; 45 yıllığına, milyon dolarların çok üstündeki rakamlara kiralık sözleşme yapıyor. Çünkü inşaat alanı söz konusu şirketin değil kamunun. Ama Saray'ın sevdiği iş insanı Fettah Tamince her nasılsa izinleri almış!
Projede her türlü lüksün düşünüldüğü Rixos Tershane Otel'in arkasında rezidans ve kıyıda yalı daireleri var. İnşaat bittiğinde 242 bin metrekarede 600'den fazla bağımsız birim konuklarını ağırlayacak. Bahçesinin Haliç'e baktığı ultra lüks konutlar ve yat limanı tamamlandığında personelle birlikte 5-6 bin yeni nüfusun yükü binecek "Golden Horn"un boynuna!
Keşke kanun koyucular, İstanbul Boğazı'ndan daha eski ve tarihsel dokuya sahip Haliç'i koruyacak bir yasa yapsaymış vakti zamanında! Olmamış. Bir ara TMMOB, şimdilerde Silivri Cezaevi'nde -haksız yere- esir tutulan avukat Can Atalay aracılığıyla bir dava açmış. Dilekçede, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası'ndaki aykırılığa dikkat çekilmiş, kıyıların kamu kullanımı maddesine de vurgu yapılmış. Gelgelelim, mahkeme "Geçiniz" demiş; Fikret'in, "Vicdanlara uzatılan gizli kulaklar Ey işitilmek korkusuyla kilitlenmiş ağızlar" dizelerindeki gibi. İBB'nin direnişi de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yetkisine takılmış.
TMMOB'deki bir dostumuzla projeyi konuşurken bir soru sordu:
"Biz Cumhuriyet çocukları (örneğin TMMOB, örneğin Can Atalay, örneğin İBB ve ilçe belediyelerdeki imar komisyon başkanları) direnirken kendilerini Osmanlı çocukları olarak tanımlayanlar nasıl oluyor da Fatih Sultan Mehmet'in 1453 yılının ilkbaharında gemileri yürüterek Haliç'e indirdiği 'kutsal' topraklara marina-liman-otel-rezidans yapılmasına göz yumuyor"
NAS'A DÖNÜŞ SİNYALİ!Merkez Bankası yarın politika faizini belirleyecek. Aslında bu açıklama, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'le Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın etrafındaki "nas uzmanları" arasındaki bir satranç müsabakası. TCMB, eğer iktisadi şartlara göre davranırsa bırakın indirimi, artırıma bile gitmeliler çünkü vergi adaleti ve kamuda tasarruf gibi diğer enstrümanlar kullanıl(a)mıyorsa sürekli yükselen enflasyonu frenlemenin yolu faizdir.